Translation of "Anlattı" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Anlattı" in a sentence and their japanese translations:

O, haberi anlattı.

彼女がそのニュースを報じた。

Olayı eşine anlattı.

彼はその事件のことを妻に話した。

Sıradışı deneyimlerini anlattı.

彼は奇怪な体験を詳しく話した。

Nasıl minnettar olduğunu anlattı.

彼女の忍耐強さに 感謝していると教えてくれました

O, arkadaşlarına sırrını anlattı.

彼は友達に自分の秘密を話したんだ。

Gözerinde yaşlarla hikayeyi anlattı.

彼女は目に涙を浮かべてその話をした。

Tom gerçeği anlattı mı?

トムは本当のことを話してた?

Sana hikayeyi kim anlattı?

誰が君にこの話をしたのか。

- O gülmeyen bir yüzle fıkra anlattı.
- Fıkrayı ifadesiz bir yüzle anlattı.

彼女は生真面目な顔で冗談を言いました。

O gözyaşları içinde hikayesini anlattı.

- 彼女は涙まじりに話した。
- 彼女は涙ながらに話した。

Çocuklara ilginç bir hikaye anlattı.

彼女は子供たちにおもしろい話をした。

O, çocuklara Afrika'daki maceralarını anlattı.

彼は子供たちにアフリカでの珍しい経験についてはなした。

Orada tanıştığı herkese haberi anlattı.

彼はそこで会った人皆にそのニュースを話した。

O, olayı ayrıntılı olarak anlattı.

彼は、その光景を詳細に述べた。

Büyükannem bana Külkedisi hikayesini anlattı.

祖母は私にシンデレラの物語を語ってくれた。

O, tuhaf deneyiminin öyküsünü anlattı.

彼女は自分の奇妙な経験を語った。

O, plandaki değişikliği bana anlattı.

彼は私に計画の変更を知らせてきた。

O, hikayeyi erkek kardeşine anlattı.

彼はその話を弟にした。

Ne olduğunu tam olarak anlattı.

- 彼はそこで起きたことを正確に描写した。
- 彼は何がそこで起こったかを正確に述べた。

O bana hayat hikayesini anlattı.

彼は彼の人生の話を私にしてくれた。

O, bana tüm detayları anlattı.

彼は私に詳細を話してくれた。

O bana hayatının hikayesini anlattı.

彼は彼の人生の話を私にしてくれた。

O komik bir hikaye anlattı.

- 彼はこっけいな話をした。
- 彼は面白い話をした。

Bize ilginç bir hikaye anlattı.

彼女は私たちにおもしろい話をした。

Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.

スティーブは私に旅行の話をしてくれた。

Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.

彼女は子供たちに面白い話をしてあげた。

Tom her şeyi Mary'ye anlattı.

トムは全てをメアリーに説明した。

- Amcam bana hikayeyi fıkra tarzında anlattı.
- Amcam bana hikayeyi fıkra şeklinde anlattı.

叔父は冗談のつもりでその話を私にした。

Genellikle çocukluk döneminde travma yaşadıklarını anlattı.

人生で 子供の時に トラウマを経験したと言っていました

Ben bu durumu şu şekilde anlattı:

ベンは次のように言いました

Ve yemek yarıklarından hamlelerini seslendiklerini anlattı --

食事配給のスロットから 答えを言い合います

Bir arkadaş bana o hikayeyi anlattı.

その話は友達から聞いた。

Öğretmen bize komik bir hikaye anlattı.

その先生は私たちにおもしろい話をしてくれた。

Babam bana savaş sırasında yaşadıklarını anlattı.

父が戦争の体験談を語ってくれた。

O bana üzücü bir hikaye anlattı.

- 彼は私に悲しい物語を話してくれた。
- 彼は私に哀しい物語を聞かせた。

O, konuyu bana özel olarak anlattı.

彼はそのことを私にこっそり話してくれた。

O oğluna ilginç bir hikaye anlattı.

彼は息子におもしろい話をしてやった。

O, bana ilginç bir hikaye anlattı.

彼女は私に面白い話をした。

Üyeler dönüşümlü olarak garip deneyimi anlattı.

- 会員達は不思議な経験について次々に語った。
- 会員達は代わるがわるその奇妙な体験について私達に語った。
- 委員たちは不思議な経験について次々に答えた。

Peki, Tom sana başka ne anlattı?

それで、トムは他に何話した?

O bize ilginç bir hikaye anlattı.

- 彼は私たちにおもしろい話をしてくれた。
- 彼は私たちにおもしろい話をした。

O bana uzun bir hikaye anlattı.

彼は私に長い物語を話してくれた。

O bana ilginç bir hikaye anlattı.

彼は私におもしろい話をしてくれた。

Annem bize ilginç bir hikaye anlattı.

母さんが面白い話をしてくれたの。

Öğretmen onu bize tekrar tekrar anlattı.

- 先生は私達にそのことを再三再四はなした。
- 先生は私たちに、そのことを何度も何度も話した。
- 先生はそのことを私たちに再三再四話した。

Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı?

一体全体誰があなたにそんなばかげた話をしたのですか。

Yaşlı adam bana tuhaf bir hikaye anlattı.

その老人は私に奇妙な話をしてくれた。

Gözyaşlarına boğulmuş mutsuz bir kadın, hikayesini anlattı.

その不幸な女性は涙にかきくれて身の上話をした。

Onu kenara aldı ve ona haberi anlattı.

彼は彼女を脇へ呼んでそのことを知らせた。

Jane bize yemek pişirmenin zor olmadığını anlattı.

料理はむずかしくないとジェーンは私たちに言った。

Yaşlı adam çocuklara eğlenceli bir hikaye anlattı.

老人は子供たちに面白い話をした。

Babam bize sık sık okul günlerini anlattı.

父はよく学生時代のことを私たちに話したものだ。

Baba bize çok ilginç bir hikaye anlattı.

父はとても面白い話をしてくれた。

Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.

ジャックは僕に、車のタイヤ交換の仕方を説明してくれた。

O gerçeği anlattı, aksi halde o cezalandırıldı.

彼は正直に話した。そうでなかったら、彼は罰を受けていただろう。

O, kazayı polise detaylı bir şekilde anlattı.

彼はその事故について警察に詳しく説明した。

Kenji Hindistan yolculuğu hakkında arkadaşlarına bir hikaye anlattı.

健二は友達にインド旅行の話をした。

Yuji arkadaşına yaz tatilindeki macerası hakkında bir hikaye anlattı.

ユウジは夏休みの間の彼の冒険について話を彼の友人に語った。

Heyecan verici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

それは、わくわくするような話で、彼はじょうずに話してくれました。

Bana bir zamanlar nasıl bir zengin adam olduğunu anlattı.

彼は昔、金持ちだったと話してくれた。

O, bize çok heyecan verici bir macera hikayesi anlattı.

彼はわくわくするような冒険談をしてくれた。

O büyüleyici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

- それは興味深い話だったよ。そして彼はそれを上手に語ったよ。
- 興味をそそる話を、彼は上手に話しました。

Annem, babamın bana neden çok kızgın olduğunu bana anlattı.

母はなぜ父がそんなに私に腹を立てているのか教えてくれた。

- Tom benim hakkımda ne anlattı?
- Tom benim hakkımda ne söyledi?

- トムは私のことを何と言っていたのですか。
- トムは僕のこと何て言ってた?

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı.

彼女は盗みは良くないといった。

O ona bir fıkra anlattı fakat o komik olduğunu düşünmedi.

彼女は彼に冗談を言ったが、彼はそれがおもしろいとは思わなかった。

O bize öylesine komik bir hikaye anlattı ki biz hepimiz güldük.

- 彼はとても面白い話をしたのでわれわれは皆笑った。
- 彼がとても滑稽な話をしたので、私たちはみんな笑った。

Dünya çapında, gazeteler ve televizyon istasyonları Koko ve onun yavrusunun hikayesini anlattı.

世界中の新聞やテレビ局がココと子猫の話を報道しました。

- Tom Mary'ye bunun nasıl çalıştığını ayrıntılı olarak anlattı.
- Tom, Mary'ye bunun nasıl çalıştığının ayrıntılı açıklamasını verdi.

- トムはそれがどう動くか、詳しくメアリーに説明した。
- トムはそれがどう機能するか、メアリーに詳しく説明した。