Translation of "Günler" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Günler" in a sentence and their japanese translations:

Günler kısalıyor.

日がだんだんと短くなってきている。

Günler uzuyor.

昼がだんだんと長くなってきた。

İyi günler.

- よい一日をね。
- よい1日を。
- じゃーな、楽しめよ。
- 良い一日を。

- İyi günler, nasılsın?
- İyi günler, nasılsınız?

- こんにちは、お元気ですか。
- こんにちは!お元気ですか?

- İlkbaharda günler uzar.
- Baharda günler uzar.

- 春には日が長くなりだす。
- 春には日が長くなる。

İlkbaharda günler uzar.

- 春には日が長くなりだす。
- 春には日が長くなる。

Günler gittikçe uzuyor.

- 日がだんだん長くなってきています。
- だんだん日が長くなっています。

- İyi günler.
- Tünaydın.

- こんにちは。
- 今日は。

Baharda günler uzar.

- 春には日が長くなりだす。
- 春には日が長くなる。

- Selam.
- İyi günler.

こんにちは。

- İyi günler.
- Günaydın!

- おはようございます。
- こんにちは。
- こんばんは。
- 今日は。
- おはようございます!

İyi günler. Yakında görüşürüz.

じゃさよなら、また近いうちにね。

Günler daha kısa oluyor.

日がだんだん短くなっている。

Kış yaklaşırken günler kısalır.

- 冬が近づくにつれて日が短くなる。
- 冬が近づくにつれて昼間は短くなる。

Kışın, günler daha kısadır.

冬の日は速く暮れる。

Günler yavaş yavaş kısalıyor.

日がだんだんと短くなってきている。

Yağmurlu günler beni depresif yapar.

雨の日は気がめいるよ。

O daha iyi günler gördü.

彼女は羽振りのよいときもあった。

O, daha iyi günler gördü.

彼女にも全盛時代があった。

Onlar daha iyi günler gördü.

彼らにだってよい時代もあった。

Bu işi bitirmen günler sürecek.

この仕事を終えるには、長い時間がかかります。

Ben daha iyi günler gördüm.

昔はよかった。

Eski güzel günler geçti, asla dönmeyecek.

- 古き良き時代は去って、二度ともどってこない。
- 古きよき日々は去って、二度と戻らない。
- 古きよき時代は去り、二度と戻らない。
- 懐かしきよき昔は過ぎ去ってしまい、2度と帰ってこないでしょう。

Aile, savaştan sonra zor günler geçirdi.

一家は戦後ひどく辛い目にあった。

Günler her gün daha da uzuyor.

日が長くなってきました。

O daha iyi günler görmüş olmalı.

彼女は昔羽振りが良かったに違いない。

İyi günler, ve yakında görüşmek üzere.

じゃさよなら、また近いうちにね。

Eski güzel günler hakkında konuşmak istiyorum.

懐かしい昔のことを話すのが好きだ。

Eski güzel günler ne kadar harikaydı.

昔は本当に良かったわね。

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

‎日がどんどん長くなり ‎夜は短くなる

Yağmurlu günler hariç, ben büroya bisikletimle giderim

雨の日以外は自転車で会社に行っています。

O, zor günler için biraz para sakladı.

彼女は非常の場合に備えていくらか貯金した。

- Bu günler çok meşgulüm.
- Bugünlerde çok meşgulüm.

- 私はこの頃とても忙しいのです。
- この頃とっても忙しいの!

Ona bir kazak örmek için günler harcadı.

- いく日もいく日も、彼女は彼のセーターを編むのに費やした。
- 彼女は彼のセーターを何日もかけて編んだ。

Soğuk ve nemli günler sağlığın için kötüdür.

じめじめした寒い日は健康に悪い。

Bu eski bina daha iyi günler gördü.

この古い建物は昔、きれいだった。

Son zamanlarda çok sayıda ılıman günler yaşıyoruz.

このごろ暖かい日が多い。

Zor günler için bir kenara para koy.

いざというときのためにお金をためておきなさい。

İyi günler! Siz yeni komşumuzsunuz, eğer yanılmıyorsam?

こんにちは。間違いでなければ、こちらに最近越してこられた方ですよね?

- Keşke bütün günler cumartesi olsa.
- Keşke her gün cumartesi olsaydı.
- Keşke tüm günler cumartesi olmuş olsa.

毎日土曜日だったらいいのに。

İlkbahar geldiği zaman günler gün be gün uzar.

春が来ると、日は日ごとに長くなる。

Bu yıl haziran ayında çok yağmurlu günler yoktu.

今年の六月はあまり雨の日がなかった。

Zor günler için bir kenara para koysan iyi olur.

万一の場合に備えてお金をためるのは賢明だ。

Neden biri, gün iyi olmadığı zaman "İyi günler" der?

なぜ、早くないのに、「お早う」というのでしょう?

Bu yıl ağustos ayında az sayıda yağmurlu günler vardı.

- 今年の8月は雨の日がほとんど無かった。
- 今年の8月は雨がほとんど降らなかった。

Yağışlı günler dışında o her gün yürüyerek işe gider.

彼は雨の日以外は毎日徒歩で出勤します。

Bu günler sizin için uygun değilse lütfen bize bildirin.

これらの日でご都合が悪ければご連絡下さい。

O çok daha iyi günler görmüş eski bir ceket giyinmişti.

彼は使い古された上衣を着ていた。

İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.

春が来ると日は長くなり暖かくなり、小さいおうちは南の国から最初の鳥が帰ってくるのを待っていました。