Translation of "Politik" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Politik" in a sentence and their japanese translations:

Politik durum değişti.

政治情勢が変わった。

politik fay hatlarını geçebilmeli.

訴えかけるものです

şirketler ve politik güçler bulunmuyor.

気候を破壊することを許した国は 世界中どこにもありません

Politik ya da alışveriş seçimlerimizde

政治的なことにしても 消費行動にしても

Böylece kendi politik seçimlerimizi sadeleştirebiliriz

私たちの政治的選択に 磨きをかけていけるようにすべきです

Politik konular hakkında tartışmayı seviyorlardı.

彼らは政治上の問題について議論するのが好きだった。

Onun politik kariyeri sona erdi.

彼の政治家としての生涯は終わった。

Politik çevrelerde para çok önemlidir.

政界では金が非常に重要である。

Bu hikâye de politik spektrumu yansıttı.

この物語もまた 幅広い政治思想の層から共感を得ました

Politik dünyada pek çok düşmanı var.

彼は政界に敵が多い。

politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.

政治思想を越えて 人々の心の中に広がっていくでしょう

Ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay.

倫理的 政治的 イデオロギー的問題について 合意するよりも ずっと簡単です

Yabancı yatırımcılar bölgesel politik huzursuzluktan dolayı vazgeçti.

外国資本家は現地の政情不安が理由で手を引きました。

Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.

この政治的問題は激しい議論を巻き起こした。

Ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...

ひいては 難民危機まで起こしている 政治的危機

Japonya geçen yıl büyük bir politik değişim gördü.

昨年日本の政治に大きな変化があった。

İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı.

この問題は両国間で政治的解決を見た。

Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da

政治に詳しい人には 普通のことなのかも知れませんが

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.

なぜなら、政治がこの戦争を引き起こし、戦争を私たちの日々の現実にしているのだから。

İngiltere ve Japonya'nın politik sistemlerinin ortak bir sürü şeyi var.

イギリスと日本とは、政治の仕組みにかなり共通点がある。

Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü.

パーティーの席上にて政敵の一人が、大勢の招待客の前で彼を侮辱した。

Komünizm Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinde politik bir sistemdi fakat 1993'te sona erdi.

共産主義はソビエト社会主義共和国の政治体制だったが、1993年に崩壊した。

Daha sonra, diğer birçok ülkeden olanlar büyük ekonomik imkanlarla ilgili raporlar ve dini ve politik özgürlük tarafından cezbedildikleri için Amerika Birleşik Devletlerine akın ettiler.

後には、その他の多くの国からなだれ込んだが、彼らは経済的可能性や宗教的及び政治的自由が大きいという噂に見せられてやってきたのだった。