Translation of "Sohbet" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Sohbet" in a sentence and their japanese translations:

Bir sohbet başlatın.

会話を始めてください

Onlar sohbet ediyorlar.

その人たちはおしゃべりをしている。

Nancy arkadaşlarıyla sohbet ediyor.

ナンシーは今、友人たちとおしゃべりしている。

Onlarla sohbet etmek zorunda değilsin.

世間話をしなくてもいいからね。

Onlar hava hakkında sohbet ettiler.

彼らは天気についておしゃべりした。

Tom seninle sohbet etmek istiyor.

トムはあなたと話したがっている。

Çayını içerken benimle sohbet etti.

彼女はお茶を飲みながら、私としゃべっていた。

Biz çay üzerine sohbet ediyorduk.

私たちはお茶を飲みながら喋っていた。

Kahve içerken sohbet edelim mi?

コーヒーを飲みながらそれについて話しましょうか。

Onunla hoş bir sohbet yaptım.

私は彼女と楽しくおしゃべりをした。

Biz bir süre sohbet ettik.

私たちはしばらくおしゃべりをした。

- Fransızca lafladık.
- Fransızca sohbet ettik.

私たちフランス語でおしゃべりしたの。

Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey

会話は民主主義の中で 最も難しいことです

Bir fincan kahve içerken sohbet ederdik.

昔はよくコーヒーを飲みながら話したものだ。

Ödevimi bitirdikten sonra, annemle sohbet ettim.

- 宿題をやってしまってから、私は母と話をした。
- 宿題をやってから、私はママとおしゃべりした。

Sağır insanlar işaret dilinde sohbet edebilirler.

聾者は手話で会話ができる。

Bir fincan kahve içerken sohbet ettiler.

彼らはコーヒーを飲みながら話をした。

Bir fincan kahve içerken sohbet edelim.

コーヒーを飲みながら話しましょう。

Bir fincan kahve içerken sohbet ettik.

私たちはコーヒーを飲みながらおしゃべりをした。

Tom, Mary ile sohbet etmek istedi.

トムはメアリーと話がしたかったんだ。

Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.

メールであなたとおしゃべりがしたいわ。

O beyzbol maçı hakkında arkadaşlarıyla sohbet etti.

彼女は野球の試合について友人達とおしゃべりをした。

Onlar geç saatlere kadar oturup sohbet ettiler.

彼らは、おしゃべりをしながら遅くまで起きていた。

Bir fincan kahve içerken onunla sohbet etti.

彼はコーヒーを飲みながら彼女と雑談した。

Zaman geçirmek için birbirleri ile sohbet ettiler.

彼らは暇潰しのためおしゃべりをした。

Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.

午後はずっと友人とおしゃべりをして過ごした。

Bir fincan kahve içerken neşeyle sohbet ettik.

私たちは、一杯のコーヒーを飲みながら、楽しく語らった。

O sohbet odasında bir sürü erkekle tanıştı.

彼女はチャットルームで多くの少年達と出会った。

Bu kahve dükkanında sık sık sohbet ederiz.

この喫茶店でよくおしゃべりしたわね。

Kafeteryada bir fincan kahve içerken sohbet ediyorlar.

カフェテリアでコーヒーを飲みながら話しているよ。

Bob çok çekingendir ve kızlarla sohbet ederken kızarır.

ボブはとても臆病で女の子とおしゃべりすると赤面してしまう。

Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.

私たちはコーヒーを飲みながらその問題について話合った。

Bir bardak çay içerken sohbet edelim, değil mi?

- お茶を飲みながら話しませんか。
- お茶を飲みながら話しましょう。

Başkan ve sekreter bir fincan kahve içerken sohbet ettiler.

社長と秘書はコーヒーを飲みながら話した。

O kahve içerken futbol oyunu hakkında arkadaşlarıyla sohbet etti.

- 彼女はコーヒーを飲みながらフットボールの試合について友人と歓談した。
- 彼女は友達とコーヒーを飲みながらフットボールの試合についておしゃべりした。

Neden bir fincan kahve ve bir sohbet için içeri girmiyorsun?

一緒にコーヒーを飲みながら雑談をしませんか。

- Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.

私は近所の人と楽しい会話をしました。

Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.

私達は夕食の後、歌い、おどり、そしておしゃべりをした。

Eski günlerdeki gibi sohbet etmek iyiydi. Bir ara yine konuşalım.

久しぶりに話せてよかったよ。また話そうね。

İki saatten daha fazla bir süre onlar kahve içerken sohbet ettiler.

彼らはコーヒーを飲みながら2時間以上も談笑した。

Ben kalmak ve sohbet etmek istiyorum ama gidecek bir toplantım var.

もう少しいてお話したいのですが、会議に行かなければならないのです。

Burada kalmak ve sohbet etmek istiyorum ama çocuğumun çaldığı bir konsere gitmek zorundayım.

ここにいておしゃべりしたいんだけど、うちの子どもが出るコンサートに行かなくちゃいけないの。

O yirmi yaşına girmesine rağmen, o kızlarla sohbet etmek için hala çok çekinden.

彼は20歳になったのに、まだ女の子とおしゃべりすることに臆病だ。

Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

ビルとジョンはおしゃべりするために月に1回会うのが好きだ。

- Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum.
- Zaman zaman daha eğitimli bir insanla derin bir sohbet etmeyi seviyorum.

たまには偏差値の高い人とレベルの高い会話してみたい。