Translation of "Aslan" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Aslan" in a sentence and their portuguese translations:

Yani aslan kadar aslan

tão leão quanto leão

- Aslan gürlüyor.
- Aslan kükrüyor.

O leão está rugindo.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.

- Um leão é um animal.
- O leão é um animal.

- Aslan et yiyor.
- Aslan et yer.

O leão come carne.

Aslan, gecelerin kralıdır.

os leões são os reis da noite.

...aslan sürüsünü bastırabilir.

... consegue dominar um grupo de leões.

Aslan ormanın kralıdır.

O leão é o rei da selva.

Aslan et yiyor.

- O leão come carne.
- O leão está comendo carne.

Bir aslan güçlüdür.

- O leão é forte.
- Um leão é forte.

Bir aslan görüyorum.

Vejo um leão.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslanlar hayvandırlar.
- Aslan, bir hayvandır.

- Um leão é um animal.
- O leão é um animal.

Hiç aslan gördün mü?

Você já viu um leão?

Kükreyen aslan, oğlanı korkuttu.

O leão, ao rugir, assustou o menino.

Aslan kükrediğinde, zebralar titrer.

Quando rugem os leões, as zebras tremem.

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

Podemos perceber isso, por exemplo, em "O Rei Leão".

Ve aslan da beni gördü,

e o leão me viu.

şehre inen tilki, aslan ve domuz

raposa, leão e porco descendo para a cidade

Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

O leão abriu sua enorme boca e rugiu.

Aşk ona bir aslan gücünü verdi.

Deu o amor a ele a força de um leão.

At, aslan, köpek, keçi: bunlar hayvandır.

O cavalo, o leão, o cachorro e a ovelha são animais.

Ve böylece aslan koyuna aşık oldu.

E deste modo o leão se apaixonou pela ovelha.

Bu sebeple kaçtım ama aslan benden hızlıydı,

Então comecei a correr, mas ele era mais rápido,

Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.

O leão tentou escapar da jaula.

Joe ve ben dün bir aslan gördük.

Juan e eu vimos um leão ontem.

Aslan hayvanların kralı ise, kartal kuşların kralıdır.

Se o leão é o rei da floresta, a águia é o rei dos pássaros.

Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.

Uma hiena solitária não se compara a um leão.

Ben bir aslan gibi kükreyemem. Ben bir çakalım.

Não posso rugir como um leão. Sou um chacal.

Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.

Assim como o leão é o rei das feras, assim é a águia a rainha das aves.

- Ben bir aslandan bahsediyorum.
- Bir aslan hakkında konuşuyorum.

Estou falando sobre um leão.

John, bir kaplan yakaladı ve iki aslan vurdu.

John capturou um tigre e atirou em dois leões.

O birçok aslan, fil ve diğer hayvanı vurdu.

Ele matou muitos leões, elefantes e outros animais.

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

Uma leoa e o seu grupo de 13 leões andam à caça.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Em breve, a leoa perderá as vantagens trazidas pelas noites escuras.

Tanrı ölmedi, o kesinlikle hayatta. Aslan gibi kükreyerek içeride yaşıyor.

Deus não está morto, Ele certamente está vivo. Ele está vivendo dentro, rugindo como um leão.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

As imagens térmicas revelam uma estratégia notável. A leoa separa-se do grupo desregrado.

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

... é muito fácil deixarem escapar a abordagem do inimigo. Esta pode ser a melhor hipótese da leoa.

Bu aptalca bir soru olabilir ama hangisi daha güçlüdür-Bir kaplan mı veya bir aslan mı?

- Talvez seja uma pergunta boba, mas qual é mais forte - um tigre ou um leão?
- Pode ser uma pergunta idiota, mas quem é mais forte: um tigre ou um leão?