Translation of "Büyükannem" in Portuguese

0.017 sec.

Examples of using "Büyükannem" in a sentence and their portuguese translations:

Büyükannem göremez.

Minha avó não pode ver.

Büyükannem öldü.

Minha avó morreu.

Büyükannem göremiyor.

Minha avó não pode ver.

Büyükannem yavaş konuşur.

Minha vó fala devagar.

Büyükannem bizimle yaşadı..

- Minha avó morava conosco.
- A minha avó morava com a gente.
- A minha avó morava conosco.

Büyükannem çok yaşlıdır.

Minha avó é muito velha.

Beni büyükannem büyüttü.

A minha avó me criou.

Büyükannem bir çiftçiydi.

Minha avó era fazendeira.

Büyükannem on çocuk büyüttü.

Minha avó criou uma família de dez.

Büyükannem onu eliyle ördü.

A minha avó tricotou aquilo com as mãos.

Diğer hafta büyükannem hastalandı.

A minha avó ficou doente na outra semana.

Büyükannem bağ-bahçe işlerinden anlar.

Minha avó tem talento para jardinagem.

Büyükannem bana bu kolyeyi verdi.

Minha avó me deu esse cordão.

Büyükannem bile bir mesaj gönderebilir.

Até minha avó pode enviar uma mensagem.

Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.

Minha avó é a mais velha desta cidade.

Büyükannem geçen yıl vefat etti.

Minha avó faleceu no ano passado.

Büyükannem ölmeden bir yıl kadar önce,

Um ano antes da morte da minha avó,

Büyükannem bize bir kutu elma gönderdi.

Vovó nos mandou uma caixa de maçãs.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

Minha vó fala devagar.

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.

A minha avó me deu mais do que eu queria.

Büyükannem giderek unutkan ve kırılgan oluyor.

Aos poucos, a minha avó ficava esquecida e fraca.

Büyükannem daha gençken dikiş makinesini çok kullanırdı.

Quando era mais jovem, minha avó usava muito sua máquina de costura.

Büyükannem ve annem her zaman bunu söylerdi.

Vovó e mamãe costumavam dizer isso o tempo todo.

Az önce gördüğün yaşlı kadın benim büyükannem.

A idosa que você viu ainda há pouco é a minha avó.

Ama büyükannem öldükten sonra bu güven dalışa geçti

Mas depois que minha avó morreu, aquela confiança afundou,

- Büyükannem yaşlandı.
- Anneannem yaşlandı.
- Ninem ihtiyarladı.
- Babaannem yaşlandı.

Minha avó envelheceu.

Ben onu ziyaret ettiğimde büyükannem bir haftadır hastaydı.

Fazia uma semana que minha vó estava doente quando eu visitei ela.

- Büyükannem köyde yaşıyor.
- Anneannem köyde yaşıyor.
- Babaannem köyde yaşıyor.

- Minha avó mora no campo.
- A minha avó mora no campo.

- Büyükannem motosiklet sürebiliyor.
- Anneannem motosiklet kullanabiliyor.
- Babaannem motosiklet sürebiliyor.

Minha avó sabe pilotar uma moto.

- Büyükannem kanaviçe işi yapmayı sever.
- Anneannem kanaviçe yapmayı seviyor.

A minha avó gosta de fazer pontos de cruz.

- Büyükannem televizyon izlemeyi seviyor.
- Anneannem televizyona bakmayı sever.
- Babaannem TV izlemeyi sever.

Minha avó adora assistir televisão.