Translation of "Radyoyu" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Radyoyu" in a sentence and their portuguese translations:

- Radyoyu aç.
- Radyoyu açsana.

Ligue o rádio.

Radyoyu kapat.

- Desligue o rádio.
- Desliga o rádio.

Radyoyu açtım.

Eu liguei o rádio.

- Lütfen, radyoyu aç.
- Lütfen radyoyu aç.

Ligue o rádio, por favor.

- Radyoyu kısar mısın?
- Radyoyu kısar mısınız?

Você pode abaixar o rádio?

- Lütfen radyoyu açar mısın?
- Lütfen, radyoyu aç.

Por favor ligue o rádio.

Radyoyu kapat, lütfen.

Desligue o rádio, por favor.

Radyoyu biraz kıs.

Abaixe um pouco o volume do rádio.

Radyoyu açabilir miyim?

Posso ligar o rádio?

O radyoyu kapadı.

Ela desligou o rádio.

O, radyoyu açtı.

Ele ligou o rádio.

Tom radyoyu açtı.

Tom ligou o rádio.

Radyoyu açar mısın?

Você poderia ligar o rádio?

Radyoyu kısar mısın?

Você pode abaixar o rádio?

Biz radyoyu açtık.

Ligamos o rádio.

Radyoyu açık bıraktım.

- Eu deixei o rádio ligado.
- Deixei o rádio ligado.

Lütfen, radyoyu kapat.

- Por favor, desligue o rádio.
- Por favor, desliga o rádio.

- Radyoyu açabilir miyim?
- Radyoyu açsam rahatsız olur musun?

- Você não se importa se eu ligar o rádio?
- Você se incomoda se eu ligar o rádio?

Marconi radyoyu icat etti.

Marconi inventou o rádio.

Çocuk radyoyu parçalara ayırdı.

O garoto desmontou o rádio.

Sen sadece radyoyu açtın.

Você acaba de ligar o rádio.

Tom radyoyu açık bıraktı.

Tom deixou o rádio ligado.

Sanırım radyoyu açmamın zamanıdır.

Eu acho que é hora de eu ligar o rádio.

Radyoyu açtım, televizyonu kapattım.

Liguei o rádio e desliguei a televisão.

Radyoyu dinlerken yemek yiyorum.

Eu faço refeições enquanto ouço rádio.

- Bu bozuk radyoyu tamir edebilir misin?
- Bu arızalı radyoyu onarabilir misin?

Você pode consertar esse rádio quebrado?

Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?

Você pode consertar o rádio quebrado?

Yatma zamanı geldi. Radyoyu kapat.

É hora de ir para a cama. Desliguem o rádio.

Radyoyu açmak için butona bastım.

Eu apertei o botão para ligar o rádio.

Radyoyu açmak için düğmeye bastım.

- Eu apertei o botão para ligar o rádio.
- Apertei o botão para ligar o rádio.

Haber dinlemek için radyoyu açtım.

Eu liguei o rádio para escutar as notícias.

Radyoyu açarsam sizi rahatsız eder miyim?

Você não se importa se eu ligar o rádio?

Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.

Eu estou consertando o rádio que encontrei no caminho para casa.

Ben onların bu öğleden sonra bu radyoyu onaracaklarını düşünüyorum

Acho que eles vão consertar o rádio esta tarde.