Translation of "Kedinin" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Kedinin" in a sentence and their spanish translations:

Sadece kedinin hatası.

Solo es culpa del gato.

Kedinin adı nedir?

¿Cómo se llama tu gato?

Kedinin iki kulağı var.

El gato tiene dos orejas.

Kedinin boynunun etrafında kurdele vardı.

El gato llevaba un listón alrededor de su cuello.

Bir kedinin iki kulağı vardır.

- El gato tiene dos orejas.
- Un gato tiene dos orejas.

Bu tür kedinin kuyruğu yoktur.

Esta clase de gatos no tiene cola.

Kedinin odama girmesine izin verdim.

Dejé que el gato entrara a mi cuarto.

Bir kedinin pencereyi tırmaladığını duyabiliyorum.

Puedo oír a un gato arañando la ventana.

Her kedinin kendi kişiliği var.

Cada gato tiene su propia personalidad.

Bir kedinin yedi canı vardır.

Un gato tiene siete vidas.

Tom kedinin kapıyı tırmaladığını duyabiliyordu.

Tom podía oír al gato rasguñando la puerta.

Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.

- He dejado entrar al gato.
- Dejo entrar al gato.
- Dejé entrar al gato.

Kedinin kaçmasına izin verme. Kapıyı kapa!

No dejen que el gato huya ¡Cierren la puerta!

O kedinin güzel bir kürkü var.

El pelaje de ese gato es precioso.

Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.

El león y el tigre son dos diferentes especies de felinos.

Masanın üstünde bir kedinin ayak izleri var.

Hay huellas de gato encima de la mesa.

Mary kedinin sütün hepsini içip içmediğini sordu.

Mary preguntó si el gato había bebido toda la leche.

Bir kedinin bir köpeğin peşinden koştuğunu gördüm.

Vi a un gato corriendo tras el perro.

Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.

Un gato tiene una cola y cuatro patas.

- Bir kedi dokuz canlıdır.
- Bir kedinin dokuz canı vardır.

Un gato tiene nueve vidas.

O, bir oğlan, bir kız ve bir kedinin hikayesi.

Es la historia de un chico, una chica y un gato.

Kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynamayı bırak ve bana haberleri aktar.

Deja de jugar al gato y al ratón conmigo y cuéntame las novedades.

- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.

- Cuando el gato sale, los ratones hacen fiesta.
- Cuando el gato está ausente, los ratones se muestran valientes.

Kedinin beyaz mı yoksa siyah mı olduğu önemli değil; önemli şey fareleri yakalayabilip yakalayamamasıdır.

Da igual que el gato sea blanco o negro; lo importante es que atrape ratones.