Translation of "Mektubunu" in Spanish

Mektubunu aldım.

- He recibido tu carta.
- Recibí su carta.

- Mektubunu düne kadar almamıştık.
- Mektubunu ancak dün alabildik.
- Düne kadar mektubunu almadık.

- No recibimos su carta hasta ayer.
- Hasta ayer no recibimos tu carta.
- Tan solo ayer recibimos tu carta.

Mektubunu dün aldım.

- Recibí tu carta ayer.
- Recibí su carta ayer.

Mektubunu dün okudum.

Leí tu carta ayer.

Senin mektubunu aldım.

He recibido tu carta.

- Onun bir mektubunu aldın mı?
- Onun mektubunu aldın mı?

¿Has recibido una carta de él?

O, mektubunu defalarca okudu.

Ella leyó su carta una y otra vez.

Mektubunu posta kutusunda buldum.

- Vi tu carta en el buzón.
- He visto tu carta en el buzón.

Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.

No quiero responder a su carta.

Dün onun mektubunu aldım.

Ayer recibí su carta.

Son mektubunu yanıtlamaktan mutluyum.

Me complace contestar a su última carta.

Önceki gün mektubunu aldım.

Anteayer recibí tu carta.

Onun mektubunu yanıtlamak zorundayım.

Tengo que contestar su carta.

Onun mektubunu ne yapayım?

¿Qué voy a hacer con su carta?

Mektubunu az önce aldım.

Acabo de recibir tu carta.

Onun mektubunu cevaplamayı unutma.

No olvides responder su carta.

O, mektubunu parçalara ayırdı.

Ella hizo pedazos su carta.

Kimse senin mektubunu anlayamaz.

Nadie puede entender tu carta.

Senin mektubunu aileme okudum.

Leí tu carta a mi familia.

Onun mektubunu posta kutusunda buldum.

Encontré su carta en el buzón.

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

- Espero con ganas a recibir su carta.
- Estoy deseando recibir tu carta.

Mektubunu okumak beni mutlu etti.

Leer tu carta me hizo muy feliz.

Birkaç önce onun mektubunu aldım.

Recibí su carta hace unos días.

Tom Mary'nin mektubunu okurken gülümsedi.

Tom sonrió mientras leía la carta de Mary.

Mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.

- Perdóname por haber abierto tu carta por error.
- Perdóneme por haber abierto su carta por error.

Senin mektubunu aldım ve onu zevkle okudum.

He recibido tu carta y la he leído con deleite.

Tom Mary'ye annesinin mektubunu okuyabilip okuyamayacağını sordu.

Tom le preguntó a Mary si acaso podía leer la carta de su madre.

Tom Fransızca bir aşk mektubunu nasıl yazacağını bilmiyor.

Tom no sabe escribir una carta de amor en francés.