Translation of "Odadan" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Odadan" in a sentence and their spanish translations:

O, odadan çıktı.

Salió de la habitación.

Sen odadan çıktın.

Saliste del cuarto.

Mayuko odadan dışarı çıktı.

Mayuko salió del cuarto.

O odadan dışarı çıktı.

Ella salió de la habitación.

O, çabucak odadan çıktı.

Él salió rápidamente del cuarto.

Onun odadan ayrıldığını gördüm.

Le vi salir de la habitación.

Ona odadan ayrılmasını söyledim.

Le dije que saliera de la sala.

Tom aceleyle odadan ayrıldı.

Tom dejó apresuradamente la habitación.

Odadan çıkmama izin verdi.

- Él me dejó salir de la habitación.
- Él me permitió salir de la habitación.

O, öfkeyle odadan çıktı.

Salió enfurecida de la habitación.

Hızlı adımlarla odadan çıktı.

Salió de la habitación con paso acelerado.

Bir çok odadan oluşuyor tabi

Consta de muchas habitaciones.

Lütfen belgeleri bu odadan çıkarma.

Por favor no saque los documentos de esta habitación.

Tom odadan sinsice çıkarken yakalandı.

Cogieron a Tom saliendo a hurtadillas de la habitación.

Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.

Ella salió de la habitación sin decir adiós.

Beni gördüğü anda odadan ayrıldı.

Se fue de la habitación en cuanto me vio.

Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.

- Él salió de la habitación sin decir ninguna palabra.
- Él salió de la habitación sin decir una palabra.

İki çocuk odadan koşarak çıktılar.

Dos chicos salieron corriendo de la sala.

Odadan çıktıktan sonra kapıyı kapat.

Cerrad la puerta al salir de la habitación.

Odadan ayrıldığınızda lütfen ışığı kapatın.

Apaga la luz cuando salgas de la pieza, por favor.

Bay Sato'nun odadan ayrıldığını gördük.

Vimos al Sr. Sato dejar la habitación.

Bu odadan hemen dışarı çık.

Sale del cuarto de una vez.

O, onun odadan ayrılmasını istemiyordu.

Ella no quiso que él dejara la habitación.

Odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladı.

Ella se puso a llorar apenas salió de la pieza.

İznim olmadan bu odadan ayrılmamalısın.

No vas a salir de esta habitación sin mi permiso.

Onlar peş peşe odadan çıktılar.

Fueron saliendo consecutivamente de la habitación.

Bu yüzden, bugün bu odadan ayrıldığınızda,

Así que cuando salgan de esta sala hoy,

O, odadan ayrılırken başıyla beni selamladı.

Él me hizo una reverencia al salir de mi cuarto.

İki çocuk odadan dışarı koşarak geldi.

Dos chicos salieron corriendo de la sala.

Mary gözyaşlarına boğuldu ve odadan çıktı.

María se largo a llorar y dejó la habitación.

Odadan çıkarken ışığı kapattığından emin ol.

Asegúrate de apagar la luz cuando salgas de la habitación.

Tom'un odadan ayrıldığını kimse fark etmedi.

Nadie notó a Tom salir de la habitación.

- Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- Veda etmeden ayrıldı odadan.
- Hoşça kal demeden odayı terk etti.

- Ella salió de la habitación sin decir adiós.
- Ella salió del cuarto sin despedirse.

Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.

- Holmes salió del dormitorio sin que nadie se diera cuenta.
- Holmes salió de la habitación sin que nadie se diera cuenta.

Odadan dışarı gittiğinizde ışığı söndürdüğünüzden emin olun.

Cuando salgas de la habitación asegúrate de apagar la luz.

Tom çığlık attı ve odadan dışarı koştu.

Tom gritó y salió corriendo del cuarto.

En kısa sürede bu odadan çıkmanızı öneriyorum.

Sugiero que Uds. se quiten de este cuarto lo antes posible.

Tom kimseye tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.

Tom salió de la sala sin decirle una palabra a nadie.

Git ve yan odadan bir sandalye getir, lütfen.

Ve a traer una silla de la otra habitación, por favor.

Tom ve Mary John'u yalnız bırakarak odadan çıktılar.

Tom y Mary se marcharon de la habitación, dejando a John solo.

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.

Tom logró escapar de la habitación donde sus secuestradores lo tenían encerrado.

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.

Después de abofetear a Tom, Mary se fue corriendo de la habitación.

Tom Fransızca bir şey söyledi ve sonra odadan ayrıldı.

Tom dijo algo en francés y dejó la habitación.

Tom Mary'ye bir şeyler fısıldadı ve sonra odadan çıktı.

Tom le susurró algo a María y luego salió de la pieza.

Tom Mary'ye ters ters baktıktı ve sonra odadan ayrıldı.

Tom le echó una mirada asesina a Mary y después se fue de la habitación.

Tom onun kilitli bir odadan nasıl kaçabildiğini tarif etti.

Tom describió como fue capaz de escapar del cuarto cerrado con llave.

Babam odadan ayrıldığında küçük kız kardeşim bana el hareketi çekti.

Cuando mi padre se marchó de la habitación, ¡mi hermana me hizo un gesto grosero levantando el dedo medio!

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

Ella no sale de la habitación, porque no quiere pillar otro resfriado.

- Ben odaya girerken o odadan ayrıldı.
- Ben odaya girdiğim zaman,o çıkmıştı.

Cuando entré en la habitación, él salía.