Translation of "Paramı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Paramı" in a sentence and their spanish translations:

Paramı çaldırdım.

Me robaron el dinero.

Paramı istiyorum.

Quiero mi plata.

Paramı unuttum.

Olvidé mi dinero.

Bütün paramı kaybettim.

He perdido todo mi dinero.

Paramı nerede bozdurabilirim?

¿Dónde puedo cambiar mi dinero?

Paramı geri istiyorum.

Quiero una devolución.

Parkta paramı çaldırdım.

Me robaron el dinero en el parque.

Paramı nerede saklıyorum?

¿Dónde escondo mi dinero?

Paramı boşa harcadım.

He malgastado mi dinero.

Paramı boşa harcamayacağım.

No voy a desperdiciar mi dinero.

Paramı hak etmiyorlar.

Ellos no se merecen mi dinero.

Birisi paramı çaldı.

- Alguien se robó mi dinero.
- Alguien se voló mi plata.

Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum.

No tengo interés en invertir mi dinero en tus sueños.

Birisi tüm paramı çaldı.

Alguien ha robado todo mi dinero.

Neredeyse bütün paramı kaybettim.

Perdí casi todo mi dinero.

Hayatımı ve paramı sevdim.

Me encantaban mi vida y mi dinero.

Paramı sana vermek istemiyorum.

No quiero darte mi dinero.

Tom'a bütün paramı verdim.

Le di a Tom todo mi dinero.

Bana paramı geri ver.

¡Devuélveme mi dinero!

Paramı bana geri ver.

Devuélveme el dinero.

Bir yerde paramı çaldırdım.

En algún lugar me robaron el dinero.

Öğle yemeği paramı kaybettim.

He perdido el dinero del almuerzo.

Paramı geri alabilir miyim?

¿Puedo recuperar mi dinero?

- O, paramı bana geri vermedi.
- O bana paramı geri vermedi.

Ella no me devolvió mi dinero.

- Sesini kes ve paramı al!
- Kapa çeneni ve paramı al!

¡Cállate y toma mi dinero!

Senin sayende bütün paramı harcadım.

Gracias a ti, gasté todo mi dinero.

Paramı geri alabilir miyim, lütfen?

¿Me puede reembolsar el dinero, por favor?

Lütfen paramı bana geri ver.

Por favor, devuélveme mi dinero.

Tom sadece benim paramı istiyor.

Tom solo quiere mi dinero.

- Onların paramı bana geri vermelerini istiyorum.
- Onlardan paramı bana geri vermelerini istiyorum.

Quiero que me devuelvan el dinero.

Bana kendi paramı nasıl harcayacağımı söyleme.

¡No me digas cómo debo gastar mi dinero!

Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.

- Normalmente echo la calderilla en el cajón de mi escritorio.
- Suelo echar el dinero suelto en el cajón del escritorio.

Paramı nerede sakladığımı bilmene gerek yok.

Usted no necesita saber donde yo guardo mi dinero.

Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.

Tuve que recurrir a amenazas para conseguir mi dinero devuelta.