Translation of "Utangaç" in Spanish

Tom utangaç.

Tom es tímido.

O biraz utangaç.

Él es un poco tímido.

- Utanma.
- Utangaç olma.

- No sea tímido.
- No seas tímido.
- No seas tímida.
- No tengas pena.

Tom utangaç görünüyordu.

Tomás parecía tímido.

- Ben utangaç bir çocuğum.
- Ben utangaç bir oğlanım.

- Soy un hombre tímido.
- Soy un chico tímido.

Utangaç öğrenci cevabını mırıldandı.

El tímido alumno murmuró su respuesta.

Tom utangaç ve cesaretsizdir.

Tom es tímido y cobarde.

O oğlan gerçekten utangaç.

Ese chico es realmente tímido.

O kız gerçekten utangaç.

Esa chica es muy tímida.

Ben utangaç bir çocuğum.

Soy un chico tímido.

O, ilk bakışta utangaç.

Al principio él era tímido.

Utangaç olma. Benimle konuş.

No seas tímido, habla conmigo.

Tom yabancıların etrafında utangaç.

Tom es tímido con los extraños.

Evet, utangaç bir kızdı.

Sí, era una niña tímida.

Çok fazla utangaç olma.

No seas demasiado tímido.

O çocuk biraz utangaç.

- Aquella niña es un poco tímida.
- Aquel niño es un poco tímido.

Çok utangaç bir kız.

Es una chica muy tímida.

Tom utangaç bir çocuktur.

Tom es un chico tímido.

O, çok utangaç bir kızdı.

Ella solía ser una chica muy tímida.

O, eskisi gibi utangaç değil.

Ella no es tan tímida como solía ser.

Tom içe dönük ve utangaç

Tom es introvertido y tímido.

Mary çok utangaç bir kız.

- Mary es una chica muy tímida.
- Mary es una muchacha muy tímida.

Oldukça utangaç ve bilime ilgiliydim

Era muy tímido y aficionado a la ciencia,

O varken çok utangaç davranıyor.

Él es muy tímido frente a ella.

Tom çok utangaç bir çocuk.

Tom es un chico muy tímido.

Tom Mary'nin utangaç olduğunu sanıyor.

Tom piensa que Mary es tímida.

Amerikanlar utangaç insanları utangaç olmayanlara göre daha az kapasiteye sahip olduklarını ilişkilendirebilir.

Los estadounidenses pueden llegar a considerar a las personas tímidas menos capaces que aquellas que no lo son.

Evet. O çok utangaç bir kızdı.

Sí, ella solía ser una niña muy tímida.

Baba, anneye utangaç bir şekilde baktı.

Papá miró a mamá con timidez.

O artık eski utangaç çocuk değil.

Él ya no es el muchacho tímido que era.

O bana utangaç bir gülümseme verdi.

Ella me sonrió tímidamente.

Özellikle inekleri severdik çünkü utangaç fakat meraklılardı,

Me gustaban las vacas en concreto porque eran tímidas pero curiosas,

Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.

El chico tímido estaba totalmente avergonzado en su presencia.

- Tom hiç utanmazdı.
- Tom asla utangaç değildi.

Tom nunca fue tímido.

O çok utangaç. Sizi görmek istediğini söylüyor.

Él es muy tímido. Dice que te quiere ver.

- Tom çok utangaçtır.
- Tom çok ürkektir.
- Tom çok utangaç.

Tom es muy tímido.

Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.

Aconsejé al tímido joven que declarase su amor por la hermosa muchacha.

Utangaç genç adam "Teşekkür ederim, bir parça daha kek yemek istiyorum" dedi.

"Gracias, me gustaría tomar otro trozo de tarta," dijo el jovencito tímido.

- Tom utangaç ve yalnız bir çocuk.
- Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.

Tom es un chico tímido y solitario.