Translation of "Yıldızlar" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Yıldızlar" in a sentence and their spanish translations:

Yıldızlar parlıyor.

Las estrellas brillan.

Yıldızlar güzel.

Las estrellas son hermosas.

Yıldızlar çıktı.

Las estrellas salieron.

Yıldızlar gündüzün görülemez.

Las estrellas no se ven durante el día.

Yıldızlar görünmeye başlıyordu.

Las estrellas comenzaron a aparecer.

Gökyüzünde yıldızlar parlıyor.

Las estrellas brillan en el cielo.

Gözlerin yıldızlar gibi.

Tus ojos son como estrellas.

Yıldızlar gökyüzünde parladı.

Las estrellas brillaban en el cielo.

Yıldızlar gökyüzünü kapladı.

- Las estrellas recubrían el cielo.
- Las estrellas bañaban el cielo.

Kayan yıldızlar meteoritlerdir.

Las estrellas fugaces son meteoritos.

Yıldızlar gökyüzünde parlıyor.

Las estrellas brillan en el firmamento.

Kümelenmiş yıldızlar galaksiye açıldığında

Cuando ese grupo de estrellas se disipó en la galaxia,

Galakside sayısız yıldızlar var.

- Hay innumerables estrellas en la galaxia.
- En la galaxia hay innumerables estrellas.

Güneş batıyor, yıldızlar doğuyor.

El sol se hunde, las estrellas salen.

Bu kitap yıldızlar hakkında.

Este libro trata de las estrellas.

Yıldızlar gece ortaya çıkarlar.

Las estrellas salen de noche.

Yıldızlar sessiz gece parlıyorlardı.

Las estrellas titilaban en la silenciosa noche.

Neden gökyüzünde yıldızlar var?

¿Por qué hay estrellas en el cielo?

O zaman bu kuyruklu yıldızlar

entonces estos cometas

Bu yıldızlar hakkında bir kitaptır.

- Es un libro acerca de las estrellas.
- Este es un libro sobre las estrellas.

Bu yıldızlar hakkında bir hikayedir.

Esta es una historia sobre las estrellas.

Bütün kuyruklu yıldızlar Oort bulutunun içerisindeyse

si todos los cometas están en la nube de Oort

Bazı yıldızlar çıplak gözle güçlükle görülebilmektedir.

Ciertas estrellas son apenas visibles a simple vista.

Astronomi yıldızlar ve gezegenler ile ilgilenir.

La astronomía trata de estrellas y planetas.

Şehir ışıkları yüzünden yıldızlar sönük görünüyor.

Las estrellas se veían apagadas debido a las luces de la ciudad.

Bu teleskopla yıldızlar ve rüyalar görülebilir.

Con este telescopio se pueden ver las estrellas y los sueños.

Yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,

moléculas orgánicas complejas en nubes de polvo interestelar,

Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.

Es fácil identificar planetas porque no parpadean como las estrellas.

Oort bulutunun içerisinde kuyruklu yıldızlar hareketli halde geziyor

Los cometas deambulan moviéndose en la nube de Oort

Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.

de las estrellas brillantes y de las constelaciones para encontrar su camino con precisión.

Bilim insanları bunları uzun süreçli kuyruklu yıldızlar olarak adlandırıyor

los científicos los llaman cometas de largo proceso

Kayan yıldızlar bir saniyeden daha az bir sürede gökyüzünü geçebilir.

Las estrellas fugaces pueden atravesar el cielo en menos de un segundo.

Güneşin etrafında dönüşü 30 milyon yılı bulan kuyruklu yıldızlar bile var

incluso hay cometas con el sol girando alrededor de 30 millones de años