Translation of "يشعر" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "يشعر" in a sentence and their turkish translations:

بدأ يشعر بالمرض.

O kötü hissetmeye başladı.

- لم يكن سامي يشعر بالرّاحة.
- لم يشعر سامي بالرّاحة.

Sami kendini kötü hissediyordu.

اعرف كيف يشعر توم.

Tom'un nasıl hissettiğini biliyorum.

يشعر جمال بتحسن طفيف.

Jamal kendini biraz daha iyi hissediyor.

يشعر عقلنا بالوئام، الوئام العقلي.

aklımız uyumu, zihinsel uyumu hisseder.

كان يشعر بالملل من الدروس

Derslerden de sıkılmıştı

يشعر توم بالمسؤولية عما حدث.

Tom olanlar için sorumlu hissediyor.

لم يكن سامي يشعر بالرّاحة.

Sami kendini kötü hissediyordu.

حول محاولته الانتحار وكيف كان يشعر.

ve duygularını anlatabilmesinden onur duydum.

‫بحلول منتصف الليل، يشعر الجميع بالبرد.‬

Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.

هو اليوم يشعر أنه أفضل بكثير.

O bugün çok daha iyi hissediyor.

وكيف جعلته هذه الأمور يشعر بأنه ضعيف.

ve bunun kendisini nasıl güçsüz hissettirdiğini söylemesiydi.

بإمكانك معرفة أن ريتش كان يشعر بالذنب

Rich’in kendini suçlu hissettiği belliydi

بعد فترة ، يشعر بالغضب من الانفصال الطبقي

bir süreden sonra ise çileden çıkıyor sınıf ayrımı yüzünden

بدأ سامي يشعر بكراهيّة شديدة تجاه المسلمين.

Sami Müslümanlara karşı büyük bir nefret duymaya başlamıştı.

وليس كشيء ينبغي عليه أن يشعر بالخزي منه.

ve utanması gereken şeyler asla değildi.

إنها اللحظة عندما يشعر عالم الطبيعة أنه حر بالطبيعة.

bir natüralistin yalnızca doğada özgür olmasıdır.

أنا لا أريد أن يشعر الناس بالسوء من أجلي.

insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.

فإننا بحاجة إلى أن يشعر الناس بأن الراحة تبحث عنهم.

insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

من منكم لم يشعر بالوحدة، على الأقل لمرة واحدة في حياته؟

Kim hayatında bir kez olsun yalnız hissetmedi?

الرغم من ذلك الخريف ، كان يشعر بالرضا بإعادة احتلال مدريد ، ومطاردة

O sonbaharda Madrid'i yeniden işgal etmenin ve Wellington'un ordusunu Portekiz sınırına geri

‫يمكنها أن تسكب نفسها عبر صدع صغير.‬ ‫ويبدو أن السلطعون يشعر بها‬

Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu

أحد افراد العائلة كان مصابًا بكوفيد-١٩، لكنه لم يكن يشعر بالإعياء.

İçlerinden birinde Covid-19 vardı ama henüz hasta hissetmiyordu.

لأنه يقال فقط لجعل الطرف الآخر سعيدا أو لجعل الطرف الآخر يشعر بالارتياح.

çünkü bu sadece karşı tarafı mutlu edebilmek için veya karşı tarafın kendisini iyi hissedebilmesi için söylenmiş

القيصر الروسي نيكولاس الثاني، يشعر الشرف محددة للدفاع عن صربيا، وهي دولة السلاف زملائه، و

Rus Çarı, II. Nicholas, kardeş bir Slav devleti olan Sırbistan'ı korumayı bir onur meselesi olarak gördü ve

‫بحسب عالم الأحياء المختص بالحياة البرية‬ ‫الدكتور "وونغ سيو تي"،‬ ‫فإن أخطر وحيد قرن‬ ‫هو ذلك الذي يشعر بأنه مهدد.‬

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.