Examples of using "Excuse" in a sentence and their turkish translations:
- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.
Mazeretin nedir?
O sadece bir bahane.
Onu affedemem.
Bize izin verir misiniz?
Sağlam bir bahanesi
O mazeret değil.
Pardon, bayanlar!
Tom'un mazereti nedir?
Karışıklığı maruz görün.
Bu bir mazeret.
Affedersiniz, Doktor.
Cahilliğime ver.
Bize izin verir misiniz, lütfen?
- Metro durağı nerede acaba?
- Metro nerede acaba?
- Affedersiniz. Metro nerede?
Bana bir dakikanızı ayırın.
O beni affedecek.
Kusura bakmayın.
Bana izin verir misin?
- Affedersiniz.
- Affedersin.
Bahaneni duyalım.
- O iyi bir bahane.
- O iyi bir mazeret.
Bana bir saniye izin verin.
Bana bir saniye izin verin.
- Bizi mazur görür müsünüz?
- Bizi bağışlar mısınız?
Bu acıklı bir mazeret.
Aptallık bahane değildir.
Affedersiniz, ben kayboldum.
Bir mazeretim var.
Benden özür dilemelisin.
Bana bir saniye izin verin.
Bana bir saniye izin verin.
Bana izin verebilir misin?
Cehalet mazeret değildir.
O benim en sevdiğim bahane.
Şimdi bahanen ne?
Senin mazeretin ne, Tom?
O senin mazeretin mi?
- Tom'un hiç mazereti yok.
- Tom'un hiç bahanesi yok.
Sözünü kestiğim için özür dilerim.
Şimdi, lütfen bana izin verin.
O, sudan bir mazeret.
Benim hiçbir mazeretim yok.
Lütfen cehaletimi bağışlayın.
Şimdiki mazeretimiz nedir?
Bu harika bir bahane.
Tom'un özrü acıklıydı.
Bu mazeret olamaz.
Affedersiniz, tuvalet nerede?
Bir dakika izin verin.
Affedersiniz, asansör nerede?
Bize bir saniye izin verir misin?
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yok.
- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Affedersiniz. Geçebilir miyim?
Affedersiniz, burası dolu mu?
Affedersiniz, yemek çubuklarımı düşürdüm.
Rahatsızlık için bizi affet.
O bir bahane uydurdu.
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Affedersiniz, ben çok meşgulüm.
- Lütfen beni affet.
- Affedersiniz.
Beni affetmek zorunda kalacaksın.
Pardon tekrar edebilir misiniz?
Bir saniye izin verir misiniz?
Bana biraz müsaade et.
Lütfen bana izin verir misiniz?
Benim bir mazeretim yok.
Lütfen bizi affeder misiniz?
Affedersiniz, ben geliyorum.
Bana bir saniye izin verin.
Kötü el yazım için lütfen beni bağışlayın.
Bana izin verir misin, lütfen?
Bana izin verir misin, lütfen?
Affedersiniz, ne oluyor?
Lütfen bize bir an izin verin.
Onun tembelliğini affedemem.
Bir dakika izin verin.
O sadece senin bahanen.
Affedersiniz. Metro nerede?
Bir mazerete ihtiyacım yok.
Bize izin verir misiniz, lütfen?
Şimdi beni mazur görmelisin.
Biran için bizi affet.
Bize biraz izin verin.
Bize bir dakika izin ver.
Bana sadece biraz izin verin.
Hepiniz beni mazur görür müsünüz?