Examples of using "Infiltrate" in a sentence and their turkish translations:
Binalara sızıyor.
Onların ağımıza sızmasına önem veremeyiz.
Onların ağımıza sızmasına izin vermemeliyiz.
yüreğini sızlatacak o soru sorulur
Görevin Tom, tabii eğer kabul edersen, binaya gizlice girip gizli dökümanları elde etmek. Her zamanki gibi, eğer yakalanır ya da öldürülürsen bakanlık senin eylemlerine dair tüm bilgisini reddecektir. Bu mesaj beş saniye içinde kendini imha edecektir. İyi şanslar Tom.