Examples of using "Poorer" in a sentence and their turkish translations:
Onun sağlığı gittikçe kötüleşiyor.
Fakirleşiyorum.
Yoksul daha da yoksullaşıyor.
- Dünya daha fakir hale geldi.
- Dünya daha fakirleşti.
1980'lerin ortasına kadar Türkiye'den fakir bir ülke,
Övünmek yok! Bu seni kötü gösterir!
Çünkü o, dar gelirli insanlarla çalışmayı seviyor.
Sonra yoksul kısma iniyoruz
Onlar yıldan yıla daha fakirleşiyorlar.
Muhtemelen uyuşturucu kullanıyorsunuz. Bu sizi daha sağlıksız yapar.
Zenginler daha zengin; fakirler ise daha fakir oluyor.
Zenginler daha zenginleşiyor; fakirler ise daha fakir oluyor.
Fakirler daha fakir olur ve zenginler daha zengin olur.
Onlar Amerika'nın çiftçilerinin olması gerekenden daha fakir oldukların hissetti.
Dünya ekonomik olarak zenginleştikçe çevresel olarak daha fakir hale geliyor.
Fakirler zenginleşmez zeginler fakirleştiğinde.
Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
Zenginler zenginleşiyor ve fakirler fakirleşiyor.
İtalya, Yunanistan ile birlikte EURO'yu resmi para birimleri belirledikten sonra
Avrupa Birliği'nin en yoksul ülkesi, Amerika Birleşik Devletlerindeki en yoksul eyaletten daha mı yoksuldur?
Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.