Translation of "Marylle" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Marylle" in a sentence and their turkish translations:

Tom tööttäsi Marylle.

Tom Mary'ye korna çaldı.

Kirjoitin Marylle kirjeen.

- Mary'ye bir mektup yazdım.
- Ben Mary'ye bir mektup yazdım.

Hän postitti kortin Marylle.

Mary'ye bir kart gönderdi.

Tom puhui Marylle minuutin.

Tom bir dakikalığına Mary ile konuştu.

Tom tarjosi Marylle nenäliinaa.

Tom Mary'ye bir mendil verdi.

Tom ojensi Marylle manilakuoren.

Tom Mary'ye bir manila klasörü verdi.

Tom antoi Marylle käyntikorttinsa.

Tom Mary'ye kartvizitini verdi.

Tom heitti Marylle lentosuukon.

Tom, Mary'ye öpücük attı.

Tom lähetti Marylle tekstiviestin.

Tom Mary'ye bir cep telefonu mesajı gönderdi.

Tom oli Marylle läheinen.

Tom, Mary'ye yakın durdu.

Tomin tarvitsee puhua Marylle.

Tom'un Mary ile konuşmaya ihtiyacı var.

Tom kertoi Marylle Johnista.

Tom Mary'ye John'dan bahsetti.

Tom luovutti sopimuksen Marylle.

Tom sözleşmeyi Mary'ye uzattı.

Tom ojensi Marylle energiajuoman.

Tom Mary'ye bir enerji içeceği uzattı.

Tom ojensi Marylle oluen.

Tom Mary'ye bir bira uzattı.

Tom opettaa Marylle joogaa.

Tom, Mary'ye yoga öğretiyor.

En koskaan kirjoita kirjettä Marylle.

Mary'ye asla mektup yazmayacağım.

Tom ojensi Marylle lasillisen punaviiniä.

Tom Mary'ye bir bardak kırmızı şarap uzattı.

Tomin olisi pitänyt maksaa Marylle.

Tom, Mary'ye ödemeliydi.

Tom antoi Marylle jotakin juotavaa.

Tom Mary'ye içecek bir şey verdi.

Tom kertoi Marylle uudesta työstään.

Tom Mary'ye yeni işinden bahsetti.

Tom kertoi Marylle uudesta autostaan.

Tom Mary'ye yeni arabasından bahsetti.

Tom antoi Marylle jotakin luettavaa.

Tom Mary'ye okumak için bir şey verdi.

Tom järjesti Marylle jotakin syötävää.

Tom Mary'ye yiyecek bir şey hazırladı.

Tomin täytyy olla raivoissaan Marylle.

Tom, Mary'ye kızgın olmalı.

Tom kertoi Marylle huonot uutiset.

Tom Mary'ye kötü haberi söyledi.

Tom unohti lähettää Marylle joulukortin.

Tom Mary'ye bir Noel kartı göndermeyi unuttu.

Tom päätti kertoa Marylle kaiken.

Tom Mary'ye her şeyi anlatmaya karar verdi.

Tom aina kertoo Marylle rakastavansa häntä.

Tom her zaman Mary'ye onu sevdiğini söylüyor.

Kertoiko Tom Marylle koska John saapuisi?

Tom John'un ne zaman geliyor olacağını Mary'ye söyledi mi?

Tom kertoi Marylle, mitä John halusi.

Tom, Mary'ye John'un ne istediğini söyledi.

Tom ojensi Marylle pussillisen auringonkukan siemeniä.

Tom Mary'ye bir torba ayçiçeği çekirdeği uzattı.

Tom osti kameran antaakseen sen Marylle.

Tom Mary'ye vermek için bir kamera satın aldı.

Tom muistaa antaneensa matkalaukun avaimen Marylle.

Tom valizin anahtarını Mary'ye verdiğini hatırlıyor.

Tom ei halunnut tuottaa pettymystä Marylle.

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğratmak istemedi.

Tom ei edes puhu Marylle enää.

Tom artık Mary ile konuşmuyor bile.

Tom sanoi että hänellä oli lahja Marylle.

Tom Mary için bir hediyesi olduğunu söyledi.

Tom kertoi Marylle, että hänellä oli ase.

Tom, Mary'ye bir silahı olduğunu söyledi.

Tom sanoi voivansa antaa Marylle vähän rahaa.

Tom Mary'ye biraz para verebileceğini söyledi.

Tom tarvitsi vähän rahaa ostaakseen jotakin Marylle.

Tom'un Mary'ye bir şey almak için biraz paraya ihtiyacı vardı.

Tomilla ei ollut tilaisuutta kertoa Marylle mielipidettään.

Tom'un Mary'ye fikrini söyleyecek fırsatı olmadı.

Tom pystyi vain kertomaan Marylle mitä tiesi.

Tom Mary'ye sadece bildiğini söyleyebildi.

Tomilla ei ollut aikomusta antaa Marylle rahaa.

Tom'un Mary'ye para vermeye hiç niyeti yoktu.

Tom tunsi että olisi ajanhukkaa kääntää kirje Marylle.

Tom Mary için mektubu tercüme etmenin zaman kaybı olacağını anladı.

Odota kunnes kerron Tomille ennen kuin kerrot Marylle.

Sen Mary'ye söylemeden önce ben Tom'a söyleyinceye kadar bekle.

Tomi kertoi Marylle, ettei pystyisi toteuttamaan hänen pyyntöään.

Tom Mary'ye onun yapmasını istediği şeyi yapamadığını söyledi.

Tomin olisi pitänyt ymmärtää olla lainaamatta rahaa Marylle.

Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.

Tom alensi ääntään ja kertoi Marylle rakastavansa häntä.

Tom sesini alçalttı ve Mary'ye onu sevdiğini söyledi.

Tomilla oli jotakin mitä hän halusi näyttää Marylle.

Tom'un Mary'ye göstermek istediği bir şey vardı.

- Tomia ei kiinnosta mitä Marylle tapahtuu.
- Tom ei välitä siitä, mitä Marylle tapahtuu.
- Tom ei välitä, mitä Marille käy.

Mary'ye ne olacağı Tom'un umurunda değil.

Tom kertoi Marylle, että hän ei ollut painijoukkueen kapteeni.

Tom, Mary'ye kendisinin güreş takımının kaptanı olmadığını söyledi.

Tom tapasi kertoa Marylle tarinoita siitä kun asui Bostonissa.

Tom Mary'ye Boston'da yaşadığı zamanın hikayelerini anlatırdı.

Tom tarjosi Marylle työn, ja tämä otti sen vastaan.

Tom Mary'ye bir iş teklif etti ve o kabul etti.

Tomilla ei ollut tilaisuutta kertoa Marylle mitä hän ajatteli.

Tom'un ne düşündüğünü Mary'ye söyleme fırsatı yoktu.

Tom ei ajatellut, että Johnin olisi soveliasta antaa Marylle helmikaulakoru.

Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olacağını düşünmedi.

Tom tarjosi Marylle vähän rahaa, mutta hän kieltäytyi ottamasta sitä.

Tom, Mary'ye biraz para vermeyi önerdi ama o almayı reddetti.

Tom kertoi Marylle, että hän ei halunnut mennä naimisiin ennen kolmeakymmentä.

Tom Mary'ye otuz yaşına kadar evlenmek istemediğini söyledi.

Tomilla on hyvä syy olla kertomatta Marylle mitä tämä haluaa tietää.

Onun bilmek istediğini Tom'un Mary'ye söylememek için iyi bir nedeni var.

Tom sanoi Marylle, että hän pitää Maryn kengistä, vaikka ne olivatkin hänen mielestään rumat.

Tom Mary'ye onların biçimsiz olduklarını düşünmesine rağmen onun ayakkabılarını sevdiğini söyledi.

Tom kertoi Marylle, että hänen mielestään Mary oli kaunein nainen, jonka Tom on ikinä tavannut.

Tom Mary'ye şu ana kadar karşılaştığı en güzel kadın olduğunu düşündüğünü söyledi.

- Tom tietää mitä tapahtui Marylle.
- Tom tietää mitä Marille tapahtui.
- Tom tietää mitä Marille kävi.
- Tom tietää mitä Marille sattui.

Tom Mary'ye ne olduğunu biliyor.