Examples of using "Sûr" in a sentence and their turkish translations:
- Elbette.
- Tabii ki.
- Besbelli ki!
Tabii ki.
Elbette.
Elbette tatlım.
Ben emindim.
- Elbette.
- Tabii ki.
Eminim.
Elbette bilebiliriz.
Tabi ki.
Ben emindim.
Elbette, şaka ediyorsun.
- Tabii ki anlıyorsun.
- Tabii ki anlıyorsunuz.
Bu tabii ki yanlıştı.
Tabii ki korktum.
Onun güvenli olduğundan emin misin?
“Evet, elbette,” demenin başlangıcıdır.
Yani o derece güvenliymiş.
Güvenli...
emin misin?
Elbette ben bekleyeceğim.
Güvenli.
- Ona ne şüphe.
- Adım gibi eminim.
Evet, elbette.
Elbette.
Eminim.
Elbette devam et.
Elbette gideceğim.
- Parayı güvenli bir yerde tut.
- Parayı güvenli bir yerde saklayın.
Haklısın, tabii ki.
Elbette yapabilirsin.
Tabii ki onlar haklı.
Evet, elbette.
Tabii ki hayır.
Elbette ilgileniyorlar.
Dişi olduğunu biliyoruz, değil mi?
Leland: Pekâlâ.
tabi biraz abartarak
O kesin gelecek.
Tabii ki şaka yapıyorum.
Tom emin olmak istedi.
Tom emin değil.
Burası güvenli bir yerdir.
O kesin değil.
Başarılı olması kesindir.
Tabii ki. Bol şans!
Tom emin değildi.
Şaka yapıyorum, elbette.
Onun hakkında emin değilim.
Ben oldukça eminim.
Tabii ki, neden olmasın.
Olur mu hiç?
Tabii ki evet!
Kimse oldukça emin değildi.
O muhtemelen daha güvenli.
Emin misin, Tom?
Elbette seninle evleneceğim.
Elbette anlarım.
Evet, evet, tabii ki.
Elbette devam et.
- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.
O başaracağından emin.
Bu yer güvenli mi?
Elbette hayır, tatlım.
Elbette sana inanıyoruz.
Tabii ki hayır.
Tabii ki hallettik.
''Tabii evlat, sorun yok.''
Bu da tabi işin espirisi
Parayı güvenli bir yerde saklayın.
Güvenli bir mekândasın.
Emin olarak söyleyemem.
O kazanacağından emin.
Bu yer artık güvenli değil.
Bu güvenli bir yer değil.
Tom haklı olduğuna ikna edilmiş.
Köprü güvenli mi?
Bu olacak, bundan eminim.
Tabii ki anlıyorum.
Tom kendinden emindi.
Bu bir yalandı tabii.
Tom belli ki yorgun.
Seni elbette seviyorum.
Tabii ki onu seviyorum!
O kesin gelecek.
Onun başaracağından eminim.
Tabii ki yapabilirsin.
Bu kano güvenli değil.
Elbette kazanmak istiyoruz.