Examples of using "Einigung" in a sentence and their turkish translations:
Tom ve Mary bir anlaşmaya varamadılar.
Düşmanla anlaşmaya vardılar.
Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;
Bu konuda bir görüş birliğine varabilir miyiz?
Toplantı her iki tarafta anlaşma umudu olmadığı için iptal edildi.
Bu konu geçmişte zaten sıcak bir şekilde tartışılmış ancak anlaşmaya varılamamıştır.