Translation of "Matemática" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Matemática" in a sentence and their turkish translations:

- Detesto matemática.
- Eu detesto matemática.
- Eu odeio matemática.
- Odeio matemática.

Matematikten nefret ederim.

- Estudo matemática.
- Eu estudo matemática.

Ben matematik okuyorum.

Matemática me assusta.

Matematik beni korkutuyor.

Eu adoro matemática.

Matematiği seviyorum.

Matemática é difícil.

Matematik zordur.

Preciso estudar matemática.

Matematik eğitimi görmeliyim.

- Tom não gosta de matemática.
- Tom não curte matemática.

- Tom matematiği sevmiyor.
- Tom matematik sevmiyor.

- Eu sou horrível em matemática.
- Sou horrível em matemática.

Matematikte berbatım.

- Tom tem interesse por matemática.
- Tom está interessado em matemática.

Tom matematikle ilgileniyor.

- Eu ensino matemática e física.
- Eu leciono matemática e física.

Ben matematik ve fizik öğretirim.

Eu gosto de matemática.

- Matematiği severim.
- Ben matematikten hoşlanırım.

Eu quero estudar matemática.

Ben matematik okumak istiyorum.

A matemática é divertida.

Matematik eğlenceli.

- Eu não sou bom em matemática.
- Não sou bom em matemática.

- Matematikte iyi değilim.
- Matematikte hiç iyi değilim.

- Amanhã haverá um exame de matemática.
- Amanhã, fará um exame de matemática.

Yarın bir matematik sınavı olacak.

- Não me dou bem com matemática.
- Eu não sou bom em matemática.

Matematikte iyi değilim.

Eu gosto mais de matemática.

En çok matematiği severim.

Matemática é seu ponto fraco.

Matematik onun zayıf noktasıdır.

Eu sou bom em matemática.

Ben matematik iyiyim.

Amanhã haverá teste de matemática.

Yarın bir matematik sınavı olacak.

Eu não gosto de matemática.

- Matematikten hoşlanmıyorum.
- Matematiği sevmiyorum.

Tom não gosta de matemática.

Tom matematiği sevmiyor.

Tom é bom em matemática.

Tom matematikte iyidir.

Tom é péssimo em matemática.

Tom matematikte çok kötü.

A matemática pura é religião.

Saf matematik, dindir.

Não há credos em matemática.

Matematikte hiçbir inanç yoktur.

Teoricamente eu estou cursando matemática.

Teorik olarak, ben matematik yapıyorum.

Matemática é um bom assunto.

Matematik iyi bir konudur.

Você é bom em matemática?

Matematikte iyi misin?

Eu sou péssimo a matemática.

Matematikte çok kötüyüm.

Amanhã tem prova de matemática.

Yarın bir matematik sınavı var.

Para que serve a matemática?

Matematiğin yararı nedir?

Tom era professor de Matemática.

Tom bir matematik öğretmeniydi.

John é forte em matemática.

John matematikte iyidir.

Ele é péssimo em matemática.

O matematikte kötüdür.

Hoje tenho tarefa de matemática.

Bugün matematik ödevim var.

Paul prefere inglês a matemática.

Paul İngilizceyi matematiğe tercih eder.

- A álgebra é um ramo da matemática.
- Álgebra é um ramo da matemática.

Cebir matematiğin bir dalıdır.

- Eu nunca fui muito bom em matemática.
- Eu nunca fui muito boa em matemática.

Matematikte hiç çok iyi değildim.

Ela era um gênio em matemática.

Matematikte bir dahiydi.

Ela é um gênio em matemática.

O, matematikte bir dehadır.

Sua habilidade em matemática é marcante.

Onun matematikteki yeteneği çok iyi.

Terminei a minha tarefa de matemática.

Matematik ödevimi bitirdim.

Eu não gosto muito de matemática.

Matematiği çok sevmem.

Eu costumo estudar matemática à noite.

Akşam genelde matematik çalışırım.

Na dúvida, apenas faça a matemática.

Pekala, sadece matematik yapın.

Eu sou muito bom em matemática.

Matematikte oldukça iyiyim.

Não me dou bem com matemática.

Matematikte iyi değilim.

Matemática é a minha matéria favorita.

Matematik benim en sevdiğim konudur.

Como foi a prova de matemática?

Matematik testi nasıldı?

Tom é muito bom em matemática.

Tom matematikte çok iyi.

Não existe Prêmio Nobel de matemática.

Matematikte Nobel ödülü yok.

Tom não é bom em matemática.

Tom matematikte iyi değildir.

Tom gabaritou a prova de matemática.

- Tom matematik sınavından tam puan aldı.
- Tom matematikte full çekti.
- Tom matematik sınavında full çıkardı.

- Gosto tanto de ciências quanto de matemática.
- Eu gosto tanto de ciências quanto de matemática.

Hem feni hem matematiği severim.

Matemática é uma matéria fácil para mim.

Matematik benim için kolay bir konudur.

Física é mais difícil do que matemática.

Fizik, matematikten daha zordur.

Ele é superior a ela em matemática.

Matematikte ondan daha iyi.

Ele gosta de matemática, mas eu não.

O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.

A matemática é escrita para os matemáticos.

Matematik, matematikçiler için yazılır.

Como é possível um erro em matemática?

Matematikte nasıl bir hata mümkün olur?

A matemática é a música da razão.

Matematik, aklın müziğidir.

A matemática é a rainha das ciências.

Matematik, bilimlerin kraliçesidir.

A matemática é a única metafísica boa.

Matematik sadece iyi metafiziktir.

Meu professor de matemática sofre de insônia.

Matematik profesörüm uykusuzluktan muzdarip.

A essência da liberdade é a matemática.

- Özgürlüğün özü matematiktir.
- Hürriyetin özü matematiktir.
- Özgürlüğün temeli matematiktir.

Tom não é muito bom em matemática.

Tom matematikte çok iyi değildir.

Fiquei cada vez menos interessado em matemática.

Matematikle gittikçe daha az ilgilenmeye başladım.

Eu marquei 20 no exame de matemática.

Ben matematik sınavından 20 aldım.

O exame cobrou Matemática, Física e Química.

Sınav matematik, fizik ve kimyayı içeriyordu.

"A matemática é divertida." "Não é, não."

"Matematik eğlenceli." "Hayır, değil."

A matemática é a língua do universo.

Matematik, evrenin dilidir.

A matemática é a minha matéria favorita.

En sevdiğim ders matematiktir.

Ele tem um inexplicável talento para matemática.

Onun matematik için açıklanamaz bir yeteneği var.

Ela tirou uma boa nota em matemática.

Matematikte iyi bir not aldı.

A minha matemática está um pouco enferrujada.

Benim matematik biraz paslanmış.

- Matemática não é só a memorização de fórmulas.
- A matemática não é simplesmente a memorização de fórmulas.

Matematik sadece formülleri ezberlemek değildir.

A matemática não conhece raças ou fronteiras geográficas; para a matemática, o mundo cultural é um só país.

Matematik hiçbir ırk veya coğrafi sınır tanımaz; matematik için, kültürel dünya tek ülkedir.

Matemática é o firmamento de todas as ciências.

Matematik tüm bilimlerin temelidir.

A matemática é como a lógica da física.

- Matematik, fiziğin mantığı gibidir.
- Matematik fiziğin mantığı gibidir.

Eu sou professor de matemática numa escola secundária.

Ben bir lise matematik öğretmeniyim.

A matemática é tão antiga quanto o Homem.

Matematik insan kadar eskidir.

"Óbvio" é a palavra mais perigosa em matemática.

"Apaçık" matematikteki en tehlikeli sözcüktür.

Ele me perguntou se eu gostava de matemática.

Matematiği sevip sevmediğimi sordu.

Eu sempre me dei bem com a matemática.

Ben her zaman matematikte iyiyim.

Sou um estudante de matemática de 18 anos.

Ben on sekiz yaşında bir matematik öğrencisiyim.

Jack não cometeu erros na prova de matemática.

Jack matematik testinde hiç hata yapmadı.

Eu tenho que quebrar a cabeça para entender matemática.

Matematiği anlamak için beynimi yenmek zorundayım.

A matemática é a base de todas as ciências.

- Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır.
- Matematik bütün bilimlerin temelidir.

Em certa época eu sabia tanto química, quanto matemática.

Bir zamanlar matematik bildiğim kadar kimya bilirdim.

Ele é bom em resolver problemas complicados de matemática.

O, karmaşık matematiksel problemleri çözmede iyidir.