Examples of using "Лежать" in a sentence and their turkish translations:
Engelleme.
- Hareketsiz yatmalısın.
- Kımıldamadan uzanmalısın.
Tom'un yere uzanmasına izin verme.
Yatakta kalmalıyım.
- Tom yatakta kalmalı.
- Tom'un yatakta kalması gerekiyor.
Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
ne karanlıkta yat ne de kara düş gör
Artık yatakta kalmak istemiyorum.
Ben bir süre yatakta kalmak zorunda kaldım.
Sırt üstü yatıp bulutların geçişini izlemekten hoşlanıyorum.
- Tom yatakta kalmalı.
- Tom'un yatakta kalması gerekiyor.
Ahşap su içinde on yıl kalabilir ama o asla bir timsah olmaz.
Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.