Translation of "Granja" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Granja" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Qué crias en tu granja?
- ¿Qué cultivas en tu granja?

Çiftliğinizde ne yetiştiriyorsunuz?

Trabajé en una granja.

Ben bir çiftlikte çalıştım.

Él trabaja en la granja.

Ona çiftlikte iş verilmektedir.

Había animales en la granja.

Çiftlikte hayvanlar vardı.

Esa granja pertenece a Tom.

O çiftlik Tom'a ait.

Tom no quiere vender su granja.

Tom çiftliğini satmak istemiyor.

¿Cuántas vacas hay en esta granja?

Bu çiftlikte kaç tane sinek var?

Esta granja parece haber sido abandonada.

Bu çiftlik terk edilmiş gibi görünüyor.

Mi esposa fue a la granja.

Karım çiftliğe gitti.

Mis padres también tienen una granja.

Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.

En mi granja hay muchas sanguijuelas.

Çiftliğimde birçok sülük var.

El caballo está en la granja.

At çiftlikte.

George trabaja en una gran granja.

George büyük bir çiftlikte çalışır.

Las vacas están en la granja.

İnekler çiftlikte.

Los caballos están en la granja.

Atlar çiftlikte.

- Él tuvo que vender la granja por deudas.
- Tuvo que vender su granja por las deudas.

O borçlar için çiftliği satmak zorunda kaldı.

Algunos granjeros están trabajando en la granja.

Bazı çiftçiler çiftlikte çalışıyorlar.

Hay un hombre trabajando en la granja.

Çiftlikte çalışan bir adam var.

La granja es colindante con el camino.

- Çiftlik yola bitişik.
- Çiftlik yola dayanıyor.

Levantaron una valla alrededor de la granja.

Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.

Tom nació y creció en una granja.

Tom bir çiftlikte doğup büyüdü.

Tomás y María tienen una pequeña granja.

Tom ve Mary küçük bir organik çiftliğe sahip.

La vaca también está en la granja.

İnek de çiftlikte.

Esta es la granja del Tío Tom.

Bu Uncle Tom'un çiftliğidir.

Él tiene una gran granja en Colorado.

Onun Kolorado'da büyük bir çiftliği var.

El verano pasado trabajamos en una granja.

Biz geçen yaz bir çiftlikte çalıştık.

Cuando yo sea rico, compraré una granja.

Zengin olursam bir çiftlik alırım.

Mi tío tiene una granja en la villa.

Amcamın köyde bir çiftliği var.

Estuve todo el día trabajando en la granja.

Bütün gün çiftlikte çalıştım.

He trabajado en la granja todo el día.

Ben bütün gün çiftlikte çalıştım.

- El verano pasado trabajé a medio tiempo en una granja.
- El verano pasado trabajaba media jornada en una granja.

Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.

Roger dejó la granja cuando todavía era muy joven.

Hâlâ çok gençken, Roger çiftlikten ayrıldı.

Tom trabajó en una granja en el verano pasado.

Tom geçen yaz bir çiftlikte çalıştı.

El verano pasado trabajé a medio tiempo en la granja.

Geçen yaz, ben bir çiftlikte yarım zamanlı çalıştım.

Mi padre y mi madre tienen una gran granja allá.

Babamın ve annemin orada büyük bir çiftliği var.

Las familias necesitan un montón de ayuda en la granja.

Ailelerin çiftlikte çok yardıma ihtiyacı vardı.

Tom tiene una pequeña granja en las afueras de Boston.

Tom'un Boston'un hemen dışında küçük bir çiftliği var.

Él trabaja en la granja desde la mañana a la noche.

Gün doğumundan gün batımına kadar çiftlikte çalışır.

- Este año la producción de la granja ha sido mejor que lo esperado.
- Este año la producción de la granja ha sido mejor de lo esperado.

Bu yılki tarımsal üretim beklediğimizden daha iyidir.

Ellos caminaron con él hasta un edificio de madera cercano a la granja.

Onlar onunla çiftliğin yakınındaki eski bir ahşap binaya yürüdüler.

Era lo suficientemente fuerte como para ayudar a su padre en la granja.

O çiftlikte babasına yardım etmek için yeterince güçlüydü.

La familia de Tom vendió su granja y se trasladó a la ciudad.

Tom'un ailesi çiftliklerini sattı ve şehre taşındı.

- No tuvo nada de dinero para comprar la granja.
- Él no tuvo dinero para comprar la finca.

Onun çiftliği almak için parası yok.

- El avión aterrizó en la granja de mi papá.
- El avión aterrizó en la finca de mi padre.

Uçak babamın çiftliğine indi.

Le escribí la semana pasada al señor Wood y le pregunté a él para darte trabajo en la granja.

Geçen hafta Bay Wood'a yazdım ve sana çiftlikte bir iş vermesini istedim.

A Tom no le gustaba vivir en la ciudad, así que se mudó de vuelta a la granja donde creció.

Tom şehirde yaşamayı sevmiyordu ve büyüdüğü çiftliğe geri taşındı.

- Estoy sorprendido de que Beth no disfrutara los días en la granja.
- Que raro que a Beth no le gustó estar en el campo.

Beth'in çiftlikteki zamanından hoşlanmadığına şaşırdım.