Translation of "Gidip" in English

Gidip değiştirmeliyim.

I have to go change.

Gidip oturacağım.

I'm going to go sit down.

Gidip değiştireceğim.

I'm going to go change.

Gidip temizleneceğim.

I'll go get cleaned up.

Gidip saklanmayacağım.

I'm going to go hide.

Gidip bakacağım.

- I'll go see.
- I'll go take a look.

- Gidip Tom'la konuşalım.
- Gidip Tom'la konuşsak ya.

Let's go talk to Tom.

- Gidip Tom'u bulmam gerekiyor.
- Gidip Tom'u bulmalıyım.

I must go and find Tom.

1453 yılına gidip

Going to 1453

Gidip Tom'a soralım.

Let's go ask Tom.

Gidip Tom'u alalım.

Let's go and get Tom.

Gidip üstümü değiştireceğim.

- I'll go change.
- I'll go get changed.
- I'll go change my clothes.

Gidip Tom'u görelim.

Let's go and see Tom.

Gidip saçımı yıkayacağım.

I'm going to go wash my hair.

Gidip paltonu alacağım.

I'll go and get your coat.

Gidip Tom'a anlatacağım.

I'm going to go tell Tom.

Gidip Tom'u bulacağım.

I'm going to go find Tom.

Gidip Tom'u göreceğim.

I'm going to go see Tom.

Gidip bunu yapacağım.

I'm going to go do that.

Gidip Tom'u arayacağım.

I'll go look for Tom.

Tom'a gidip söyleyeceğim.

I'll go and tell Tom.

Gidip Tom'la konuşacağım.

I'll go talk to Tom.

Gidip onları alacağım.

I'll go get them.

Gidip Tom'u bulmalıyım.

I must go and find Tom.

Yatağıma gidip ağlayacağım.

I'll go to my bed and cry.

Gidip Tom'la konuşayım.

Let me go in and talk to Tom.

Gidip Tom'la konuşalım.

Let's go talk to Tom.

Gidip şekerleme yapacağım.

I'm going to go take a nap.

Gidip onu bulmalıyım.

I must go and find her.

Gidip onlara soralım.

- Let's go ask them.
- Let's go and ask them.

Gidip ona soralım.

- Let's go ask him.
- Let's go and ask him.

Üniversiteye gidip geliyorum.

I am commuting to university.

Gidip gitmeyeceğimi bilmiyorum.

I don't know whether I'll go or not.

Gidip onları görelim.

- Let us go and see them.
- Let's go and see them.

Gidip doktoru arayacağım.

I'll go and call the doctor.

Ben gidip hazırlanacağım.

I'll go and get ready.

Gidip herkese söyleyeceğim.

I'll go and tell everyone.

Gidip biraz dinlenmelisin.

You should go get some rest.

Gidip görmeye karar verdim.

So I decided to go see it.

Gidip gitmemen fark yaratmaz.

It makes no difference whether you go or not.

Gidip tezahürat yapmak istiyorum.

I want to go and cheer.

Parka gidip orada oynadık.

We went to the park, and we played there.

Partiye gidip gitmeyeceğimi bilmiyorum.

I don't know whether to go to the party or not.

Eve gidip orada kalacaksın.

You will go home and stay there.

Gidip gitmeyeceğime karar veremiyorum.

- I cannot decide whether to go or not.
- I can't decide whether to go or not.

Hadi gidip Tom'la konuşalım.

Let's go and talk to Tom.

Bankaya gidip parasını bozdurdu.

He went to the bank and changed his money.

Oraya gidip gidemeyeceğimi bilmiyorum.

I don't know whether I can go there or not.

Gidip gitmeyeceğimden emin değilim.

I'm not sure if I'll go.

Eve gidip uyumak istiyorum.

I want to go home and sleep.

Gidip kendi gözlerimizle görelim.

Let's go see for ourselves.

Gidip Tom'la konuşmak istiyorum.

I want to go talk to Tom.

Gidip Tom'u bulmam gerekiyor.

I must go and find Tom.

Lüksemburg'a gidip yaşamak istiyorum!

I want to go and live in Luxembourg!

Tom gidip pencereyi kapattı.

Tom went and shut the window.

Gidip gitmeyeceğimiz havaya bağlı.

Whether we go or not depends on the weather.

Gidip gitmemen umurumda değil.

I don't mind if you leave.

Eve gidip banyo olacağım.

I'm going to go home and take a bath.

Sadece gidip kalemimi alacağım.

I'll just go and get my pen.

Şimdi gidip duş alacağım.

I'll go take a shower now.

Gidip Tom'u kontrol edeceğim.

I'll go and check on Tom.

Şimdi gidip Tom'la konuşacağım.

I'll go talk to Tom now.

Eve gidip onu alacağım.

I'll go home and get it.

Birlikte gidip yemek yiyebiliriz.

We could go eat together.

Gidip Tom'u gördün mü?

Did you go and see Tom?

Tom trenle gidip gelir.

Tom commutes by train.

Neden odana gidip oynamıyorsun?

Why don't you go to your room and play?

Gidip onu kontrol edeceğim.

I'll go and check on him.

Neden gidip onlara katılmıyorsun?

Why don't you go and join them?

Neden gidip ona katılmıyorsun?

Why don't you go and join him?

Neden gidip katılmıyorsun ona?

Why don't you go and join her?

Gidip ona yardım edeceğim.

I'll go and give him a hand.

Hepimiz gidip onu bulmalıyız.

We must all go and find her.

Gidip çocuğumu kreşten alacağım.

I will go and pick up my child from daycare.

Ben gidip ona soracağım.

I'll go and ask her.

Yarın gidip futbol oynayacağım.

Tomorrow I'll go and play football.

Tom'un gidip oturması gerekir.

Tom needs to go and sit down.

Hepimiz gidip onları izleyelim.

Let's all go and watch them.

Tom'a gidip görmek istiyorum.

I would like to go and see Tom.

Gidip bir göz atacağım.

I'll go and have a look.

Ben trenle gidip geliyorum.

I commute by train.

Gidip gitmemen önemli değil.

It doesn't matter if you go or not.

Gidip tavukları yemlemem gerekiyor.

I need to go feed the chickens.

Gidip onu almalı mıyız?

Should we go and buy that?

Gidip Tom'un dansını izleyelim.

Let's go and watch Tom dance.

Gidip Tom'u uyarmam gerek.

I should go and warn Tom.

Neden gidip yemek yemiyorsun?

Why don't you go ahead and eat?

Gidip Tom'la konuşsak ya.

- Let's go talk to Tom.
- Why don't we go talk to Tom?

Gidip bir doktora görünmeli.

She should go see a doctor.

Tom nasıl, gidip bakacağım.

I'll go see how Tom is.

Gidip biraz su ısıt.

Go heat up some water.