Translation of "Köylüler" in English

0.006 sec.

Examples of using "Köylüler" in a sentence and their english translations:

Köylüler ondan korkar.

The villagers fear him.

Köylüler pirinç ekiyorlardı.

The peasants were planting rice.

Köylüler pirinç ekiyorlar.

The peasants are planting rice.

Köylüler yeni yolu destekledi.

The villagers supported a new road.

Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.

The villagers were kind to their visitors.

Köylüler bizi dışlamaya çalıştı.

The villagers tried to freeze us out.

Bütün köylüler onu tanır.

All the villagers know him.

Yoksul köylüler patates yediler.

The poor peasants ate potatoes.

Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.

We got a hostile reception from the villagers.

Tüm köylüler kazayı biliyorlar.

All the villagers know of the accident.

Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.

The peasants rose up in rebellion against the ruler.

12 Eylül'de köylüler Nigbolu'ya girdi

By September 12th, groups of peasants trickled into Nicopolis,

Köylüler uzun süredir elektriksiz yaptılar.

The villagers have done without electricity for a long time.

Köylüler, yabancıya düşman gözüyle baktılar.

The villagers regarded the stranger as their enemy.

Köylüler özellikle balıkçılık ile meşguldürler.

The villagers are occupied mainly with fishing.

Köylüler kayıp çocuğu aramaya gittiler.

The villagers went in search of the missing child.

Köylüler aşırı vergilendirmeden şikayet ettiler.

The peasants complained of excessive taxation.

Tüm köylüler ziyafete davet edildi.

All the villagers were invited to the feast.

Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.

The villagers believed in a life after death.

Köylüler onun çok cömert olduğunu düşündü.

The villagers thought that he was very generous.

Festival köylüler tarafından dört gözle bekleniyor.

The festival is looked forward to by the villagers.

Köylüler bir baraj inşaatı nedeniyle yerinden edildi.

The villagers were displaced by the construction of a dam.

Köylüler bahar bayramı direğinin etrafında dans ediyorlar.

The villagers are dancing around the Maypole.

Köylüler yabancıyı düşmanları olarak göz önüne aldı.

The villagers regarded the stranger as their enemy.

Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.

The initiative measurably improved quality of life for the villagers.

Bütün köylüler kayıp bir kediyi aramak için dağlara gittiler.

All the villagers went into the mountains to look for a missing cat.

" Kurt, kurt " diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.

The boy cried "Wolf, wolf!" and the villagers came out to help him.