Translation of "Planım" in English

0.029 sec.

Examples of using "Planım" in a sentence and their english translations:

Planım reddedildi.

My plan was rejected.

Planım yoktu.

I didn't have a plan.

Hiç planım yok.

I have no plans whatever.

Bir planım var.

- I've got a plan.
- I have a plan.

Planım işe yaradı.

My plan worked.

Planım çok etkiliydi.

My plan was very effective.

O benim planım.

That's my plan.

Bu benim planım.

- That's my plan.
- This is my plan.

Bir planım yok.

I don't have a plan.

Benim planım çalışıyor.

My plan is working.

Planım mükemmel çalışıyor.

My plan is working perfectly.

Yedek planım yoktu.

I had no backup plan.

Bir planım vardı.

I had a plan.

Planım başarısız oldu.

My plan failed.

Benim planım basit.

My plan is simple.

Benim hiçbir planım yok.

I have no plans whatsoever.

Benim planım seninkinden farklıdır.

My plan is different from yours.

Yeni bir planım var.

I have a new plan.

Başka bir planım var.

I have another plan.

Gerçekten hiç planım yok.

I don't really have any plans.

Bir planım var. Endişelenme.

I have a plan. Don't worry.

Harika bir planım var.

I have a wonderful plan.

Planım onlar tarafından benimsendi.

My plan was adopted by them.

Planım hakkında ne düşünüyorsunuz?

What do you think of my plan?

Planım var. Kusura bakma.

I have a plan. Don't worry.

Benim planım sosyalist değildir.

My plan is not socialist.

Aklımda bir planım var.

I have a plan in mind.

Bir planım var bile.

I already have a plan.

Elbette bir planım var.

Of course, I have a plan.

Planım mükemmel işe yaradı.

My plan worked perfectly.

Hâlâ bir planım yok.

I still don't have a plan.

Benim hiç planım yok.

I don't have any plans.

Benim yedek planım yok.

I have no backup plan.

Planım Avustralya'da eğitim yapmaktır.

My plan is to study in Australia.

Benim planım daha iyi.

My plan is better.

Gerçekten bir planım yoktu.

I really didn't have a plan.

Benim planım mükemmel, sanırım.

My plan is perfect, I think.

Planım pek iyi değil.

My plan isn't very good.

Gerçekten bir planım yok.

I don't really have a plan.

Endişelenme, B planım var.

Don't worry, I have a plan B.

Yaz için planım Avrupa'ya gitmektir.

My plan for the summer is to go to Europe.

Herkes benim planım hakkında bilmez.

Not everybody knows about my plan.

Yeni planım hakkında onunla tartıştım.

I argued with him about the new plan.

Yarın için hiç planım yok.

I have no plans for tomorrow.

Daha iyi bir planım var.

I have a better plan.

Planım yılbaşı tatilini Avustralya'da geçirmektir.

My plan is to spend the New Year's holiday in Australia.

Benim planım sonunda kabul edildi.

My plan was eventually adopted.

Gerçekten hiç oyun planım olmadı.

I never really had any game plan.

Benim planım seninkinden daha iyi.

My plan is better than yours.

Bu noktada hiçbir planım yok.

I have no plans at this point.

Onu yapacak hiçbir planım yok.

I have no plans to do that.

Planım bize çok para kazandırdı.

My plan saved us a lot of money.

Benim planım hiç iyi değildi.

My plan wasn't any good.

Planım önümüzdeki yaz Boston'a gitmek.

My plan is to go to Boston next summer.

Benim planım hâlâ seninkinden daha iyi.

My plan is still better than yours.

Benim planım bir araba satın almak.

My plan is to buy a car.

Planım İskoçya'daki eski kaleleri ziyaret etmektir.

My plan is visiting old castles in Scotland.

Şu anda seyahat etme planım yok.

At the moment, I have no plans to travel.

O tam olarak benim planım değildi.

That wasn't exactly my plan.

Egzersiz planım üzerinde bir karara vardım.

I came to a decision on my exercise plan.

Bugün için başka bir planım yok.

I don't have anything else planned for today.

Planım bugün bütün mektupları yazıp bitirmek.

My plan is to finish writing all the letters today.

Şu an için bir planım yok.

For the time being, I don't have a plan.

Pazartesi için herhangi bir planım yok.

I don't have any plans for Monday.

Neyse ki bir yedek planım vardı.

Luckily, I had a backup plan.

Üzgünüm, akşam için başka planım var.

I'm sorry, but I already have plans for the evening.

Yarın için hiç planım yok. Ağırdan alacağım.

I don't have any plans for tomorrow. I'm going to take it easy.

Başarı için üç aşamalı bir planım var.

I have a three-stage plan for success.

Tom bana bir planım olup olmadığını sordu.

Tom asked me if I had a plan.

Benim iş planım bu hafta çok dolu.

My rota is very full this week.

Bunu yapmak için herhangi bir planım yok.

I don't have any plans to do that.

Tom bana planım hakkında ne düşündüğünü söyledi.

Tom told me what he thinks about my plan.

Tom'a kabul ettirmek için basit bir planım var.

I have a simple plan for getting Tom to agree.

Bir tane satın almak için bir planım yok.

I have no plans to buy one.

Irkım, arka planım ve fırsatlar beni ayrıcalıklı elitlerden biri yaptı.

My race, background and opportunities mark me as one of the privileged elite.

Senin planın iyi değil. - Ha, yani şimdi o "benim" planım!

Your plan's no good. - Ha, so now it's "my" plan!

- Ben bir planla geldim. Sanırım bu iyi bir plan.
- Bir planım var. İşe yarayacağını düşünüyorum.

I came up with a plan. It's a good one, I think.