Translation of "Antik" in French

0.004 sec.

Examples of using "Antik" in a sentence and their french translations:

Antik Yunanca öğreniyorum.

J'apprends le grec ancien.

Antik Adam demiş ki

L'homme antique a dit

Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.

Vous pouvez voir les anciennes ruines au loin.

Antik bir çanak çıkarıldı.

Un vieux pot a été exhumé.

Babam antik tarihle ilgileniyor.

Mon père s'intéresse à l'histoire ancienne.

Antik Mısır dili öğreniyorum.

J'apprends le copte.

İşte bu antik müzik aleti.

C'était cet ancien instrument

Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız.

Nous devons essayer de préserver les vestiges des anciennes civilisations.

Piramitler antik çağda inşa edildiler.

Les pyramides furent bâties en des temps anciens.

Achilles antik bir Yunan kahramanıydı.

Achille était un ancien héros Grec.

Yağmacılar mezardan antik eserler çaldı.

Des pillards ont dérobé des objets antiques de la tombe.

Dünya çapında antik kentlerle ilgileniyorum.

Je m'intéresse aux villes anciennes du monde entier.

Güzel antik bir yapı vardı artık

il y avait un beau bâtiment ancien

Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.

Il y a beaucoup de constructions antiques à Rome.

Mısır'da yeni bir antik piramit keşfedildi.

Une nouvelle pyramide antique fut découverte en Égypte.

Derste Antik Roma ile uğraşmak zorunda kalırdık.

c'était apprendre comment se faire de vrais amis et les garder.

Anlamak için Antik Yunanlara geri dönmemiz lazım.

Cela remonte aux Grecs anciens.

Bu antik paraya bir antikacı dükkanında rastladı.

Il tomba par hasard sur cette vieille pièce dans un magasin d'antiquités.

O, antik efsanelere dayanan bir roman yazdı.

Il a écrit une nouvelle basée sur un mythe.

Bu bilmecenin ipucu yine antik kayaç kayıtlarından geliyor.

Encore une fois, une pièce du puzzle provient de l'ancien registre des roches.

İşte tekrar, Pilbara'da yer alan antik volkanik tabiat manzarası.

Nous voyons ici ce paysage volcanique ancien dans le Pilbara.

Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.

Les anciennes tribus germaniques appliquaient des herbes pour soigner les maladies.

Sonunda o antik radyo için 500 dolardan fazla ödemek zorunda kaldım.

Au final, j'ai dû allonger plus de 500 dollars pour cette antiquité de radio.