Translation of "Kayak" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Kayak" in a sentence and their portuguese translations:

- Ben kayak yapabilirim.
- Kayak yapabilirim.

Eu sei esquiar.

Kayak yapamam.

Eu não sei esquiar.

- Kayak yapmaya gittim.
- Kayak kaymaya gittim.

Eu fui esquiar.

Kayak yapmayı severim.

Eu gosto de esquiar.

Hobim kayak yapmaktır.

Meu passatempo é esquiar.

Tom kayak kayamaz.

Tom não sabe esquiar.

Tom kayak yapıyordu.

Tom estava esquiando.

Ben kayak yapabilirim.

Eu sei esquiar.

- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.

- Eu esquio com frequência.
- Esquio com frequência.

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Ele quebrou a perna esquiando.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Quebrei a perna esquiando.

Tom kayak yapmaya gitti.

Tom foi esquiar.

İyi kayak yapabilir misin?

Você sabe esquiar bem?

"Kayak" palindromun bir örneğidir.

"Kayak" é um exemplo de um palíndromo.

Kayak yapmak benim tutkumdur.

Esquiar é minha paixão.

Onlar kayak yarışlarında yarışıyorlar.

Eles competem em corridas de esqui.

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

Nós fomos esquiar no Canadá.

Onunla kayak yapmaya gitmek istiyorum.

Gostaria de ir esquiar com ela.

Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

Prefiro nadar a esquiar.

- Tom kayak yapıyor.
- Tom kayıyor.

Tom está esquiando.

Tom bana kayak yapmayı öğretti.

Tom me ensinou a esquiar.

Tom'un kayak yapmaktan hoşlandığını sanmıyorum.

- Eu não acho que o Tom goste de esquiar.
- Não acho que o Tom goste de esquiar.

Hokkaido'ya kayak yapmaya gitmeyi düşünüyorum.

Tenho pensado em ir esquiar em Hokkaido.

Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor.

Tom não sabe esquiar.

Sonra üçüncü şey - bam! - Kayak. Ne?

E aí, a terceira coisa: bum! Kayak. O quê?

O, kayak yapmak için deli oluyor.

Ele é louco por esqui.

Ben bazı kayak botları almak istiyorum.

Quero comprar algumas botas de esqui.

Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

Estou planejando ir esquiar com minha namorada.

Tom bir kayak yarışında bacağını kırdı.

Tom quebrou a perna em uma corrida de esqui.

Kaza olduğunda Tom babasıyla kayak yapıyordu.

Tom estava esquiando com o pai quando o acidente aconteceu.

Geçen kış Kanada'da kayak yapmaya gittim.

No inverno passado, eu fui esquiar no Canadá.

Kayaklar ve kayak botları kiralamak istiyorum.

Gostaria de alugar esquis e botas.

Sam, ocak ayında kayak yapmaya gitti.

Sam foi esquiar em janeiro.

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

Minha família vai esquiar todo inverno.

Onlar her zaman kışın kayak yapmaya gider.

- Eles sempre vão esquiar no inverno.
- Elas sempre vão esquiar no inverno.

Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.

Eles sempre vão esquiar no inverno.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

- Inverno passado fui esquiar ao Canadá.
- No inverno passado, eu fui esquiar no Canadá.

Sadece bizimle kayak yapmaya gitmek isteyebileceğini düşündüm.

Eu apenas achei que você pudesse querer esquiar com a gente.

Tom kayak yapmada benden çok daha iyi.

Tom é muito melhor que eu esquiando.

"Bacağına ne oldu?" "Kayak yapıyordum ve düştüm."

"O que aconteceu com sua perna?" "Eu caí enquanto esquiava."

Jim, kayak yaparken bacağında bir kas çekildi.

Jim teve uma distensão muscular na perna enquanto esquiava.

Üşütmek istemedim, bu yüzden kayak yapmaya gitmedim.

Eu não queria pegar um resfriado, então não fui esquiar.

Kayak maskeleri takan iki kişi bankaya girdi.

Dois homens usando máscaras de esqui entraram no banco.

Tom ve Mary, Alplere kayak kaymaya gittiler.

Tom e Maria foram esquiar nos Alpes.

Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor gibi görünüyor.

Parece que Tom não sabe esquiar.

Mary ile kayak yapmaya giden adam Tom'du.

Foi o Tom o cara que foi esquiar com a Mary.

O, birlikte kayak yapmaya gitmek istediğim son kişidir.

Ele é a última pessoa com quem eu gostaria de esquiar.

O Bob'un ona kayak yapmayı öğretmesini rica etti.

Ela pediu a Bob que ele a ensinasse a esquiar.

Ben Copper Mountain'da, Colorado'da kayak yaparken kaza oldu.

O acidente aconteceu enquanto eu esquiava na Copper Mountain, no Colorado.

Sınıfımdaki herkes kayak yapmayı paten yapmaya tercih ediyor.

Todos da minha turma preferem esquiar do que andar de skate.

Beş yaşındayken o zaten nasıl kayak kayılacağını biliyordu.

- Com cinco anos eu já sabia esquiar.
- Aos cinco anos ele já sabia esquiar.

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

- Prefiro nadar a esquiar.
- Eu prefiro nadar a esquiar.

Tom'un babası gelecek hafta sonu Tom'u ve beni kayak yapmaya götürüyor.

O pai do Tom vai levar o Tom e eu para esquiar no próximo fim de semana.

Squaw Valley, Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük kayak merkezlerinden biridir.

Squaw Valley, na Califórnia, é uma das maiores áreas de esqui dos Estados Unidos.