Translation of "Isteyeceğini" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Isteyeceğini" in a sentence and their spanish translations:

Tom'un bilmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría saber.

Tom'un bunu isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría este.

Tom'un çalışmak isteyeceğini düşünmüştüm.

Pensé que Tom querría el trabajo.

Tom'un bunu görmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría ver esto.

Tom'un ailemle tanışmak isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría conocer a mi familia.

Tom'un onu geri isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom lo querría devuelta.

Tom'un tostunda tereyağ isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría mantequilla en su tostada

Tom'un bunu görmek isteyeceğini düşünüyordum.

Pensé que a Tom le gustaría ver esto.

Bana yardım etmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que querrías ayudarme.

Tom'un bizimle gitmek isteyeceğini sanmıyorum.

No creo que Tom quiera venir con nosotros.

Tom'un bu filmi görmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría ver esta película.

Tom'un bana yardım etmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría ayudarme.

Tom'un onun hakkında bilmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría saber acerca de eso.

Tom'un beni tekrar görmek isteyeceğini düşünmedim.

No pensé que Tom quisiera volver a verme.

Tom başka birinin gelmek isteyeceğini düşünmüyor.

Tom no cree que alguien más quiera venir.

Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız

Y si piensan que construir una relación con personas lleva trabajo,

Tom'un biraz Japon yemeği denemek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que a Tom le gustaría probar un poco de comida japonesa.

Tom'un ne zaman bunu yapmamızı isteyeceğini düşünüyorsun?

- ¿Cuándo crees que Tom querrá que hagamos eso?
- ¿Cuándo creéis que Tom querrá que hagamos eso?

Tom'un Mary'nin onunla birlikte Boston'a gitmesini isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom le pediría a María ir a Boston con él.

Tom'un Mary'nin kendisiyle birlikte Boston'a gitmesini isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom le pediría a María ir con él a Boston.