Translation of "Tatsız" in Spanish

Bu domatesler tatsız.

Estos tomates son insípidos.

Sanırım Tom tatsız.

Pienso que Tomás es desagradable.

Bu tatsız bir durum.

Es una situación fea.

- Durum çirkin.
- Durum tatsız.

La situación es desagradable.

Ne tatsız bir sürpriz!

¡Qué desagradable sorpresa!

Manzara tatsız ve monotondu.

El paisaje era plano y monótono.

Gönüllülerimiz fazlasıyla tatsız filmler izledi

Nuestros voluntarios vieron películas muy desagradables ...

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.

Este árbol lleva frutos desagradables.

Yüzünde tatsız bir ifade vardı.

Tenía mal gesto.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

Deberías disfrutar tu vida sin hacer desagradable la vida de los otros.

Bayan Jones çoğunlukla telefonda kocasının sekreterine karşı tatsız davranır.

La señora Jones suele ser grosera con la secretaria de su esposo por el teléfono.