Translation of "Yoluyla" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Yoluyla" in a sentence and their spanish translations:

Endüstri Devrimi yoluyla,

la Revolución Industrial,

Deniz yoluyla mı veya hava yoluyla mı seyahat edersiniz?

¿Viaja en barco o en avión?

Diyalog yoluyla bağlantı kurarak -

construyendo conexión a través del diálogo

Kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla

cuando las plantas verdes toman dióxido de carbono de la atmósfera

Japonya yoluyla Hindistan'a gitti.

Él fue a la India pasando por Japón.

Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.

Él llegó a Londres pasando por Siberia.

Boston yoluyla geri döndük.

Volvimos a través de Boston.

Onu hava yoluyla gönder.

Envíelo por correo aéreo.

O Avrupa yoluyla eve döndü.

Volvió a casa pasando por Europa.

O, Boston yoluyla buraya geldi.

Él llegó aquí pasando por Boston.

E-posta yoluyla iletişimi sürdürelim.

Sigamos en contacto por e-mail.

Posta yoluyla birbirleriyle iletişim kurarlar.

Ellos se comunican mutuamente por correo.

O hava yoluyla Amerika'ya gitti.

Él tomó el avión para América.

Ebeveynlerimle posta yoluyla bağlantı kuruyorum.

Me mantengo en contacto con mis padres por correo.

Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar.

Huyeron por un pasadizo secreto.

Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.

Su habilidad de transportarse por el aire.

Yarışta rüşvet yoluyla hile yapıldı.

La carrera estaba arreglada.

O, onunla evlilik yoluyla akrabadır.

Ella está relacionada con él mediante matrimonio.

Tabii ki teknoloji, temas takibi yoluyla

Y claro, la tecnología ofrece esa tentadora promesa

Yasal evlilik yoluyla kendilerine tanınan haklarının

especialistas en asuntos sociales y psicológicos que este tipo. Desde el matrimonio es

Deniz yoluyla geldi ama havayoluyla gitti.

Él llegó en barco y se marchó en avión.

Bu mektupları hava yoluyla göndermek istiyorum.

Quiero enviar estas cartas por correo aéreo.

Pilotlar havaalanıyla telsiz yoluyla iletişim kurarlar.

Los pilotos se comunican con el aeropuerto por radio.

Lütfen benimle posta yoluyla irtibata geçiniz.

Por favor, contácteme por correo.

Koruma ve yenilenme yoluyla gelişip büyüyen ekosistemler;

ecosistemas prósperos mediante la protección y la restauración;

O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.

Le gusta viajar al extranjero en avión.

Ben özür yoluyla birkaç söz söylemek istiyorum.

- Me gustaría decir unas cuantas palabras en modo de disculpa.
- Quisiera decir unas pocas palabras en modo de disculpa.

Yemek, televizyon, ağrı kesici ve genellikle antidepresan yoluyla

se automedicaban con comida, TV, analgésicos y

Seyahat edersem, hava yoluyla seyahat etmeyi tercih ederim.

Cuando viajo, prefiero hacerlo en avión.

Sana hava yoluyla bir doğum günü hediyesi gönderiyorum.

Te estoy enviando un regalo de cumpleaños por correo aéreo.

Eğer onları hava yoluyla gönderirsen çok minnettar olmalıyım.

Le agradecería mucho que los enviase por avión.

Vİrüsü bu insandan hava yoluyla diğer ailelere taşıdı.

esta circuló el virus desde esta persona, mediante el aire, a estas otras familias.

Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.

La caballería enemiga cruzó el río por un vado desconocido.

Kolinin hava yoluyla gönderilmesi için 2.000 yen ödedim.

Pagué 2,000 yen para que el paquete fuera enviado por vía aérea.

Biz, New York'tan St Louis'e Şikago yoluyla uçtuk.

Volamos de Nueva York a San Luis pasando por Chicago.

Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.

Es posible saber la edad de esas rocas a través de estudios científicos.

Ölü bedenin kimliği, yanağındaki bir ben yoluyla tespit edildi.

El cadáver fue identificado por un lunar en la mejilla.

"Klozet kapakları yoluyla AIDS'e yakalanmak mümkün mü?" "Hayır, değil."

"¿Es posible contraer el SIDA desde el asiento del váter?" "No, no lo es."

O da bana şunu dedi. Daha doğrusu arkadaşı yoluyla söyledi.

Me hace este único comentario, ¿no? O se lo manda a su amiga.

Berthier , Nisan 1814'te İmparatorun tahttan çekilmesine kadar, Fransa'nın çaresiz savunması yoluyla

Berthier continuó sirviendo fielmente a Napoleón, a

1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.

Los años 1950 se caracterizan por una guerra fría entre el este y el oeste.

Ancak savaşta ne onların hatlarını kıramadı ne de deniz yoluyla kaçmalarına engel oldu.

Pero en la batalla, no pudo romper sus líneas ni evitar que escapasen por mar.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

La voluntad del pueblo es la base de la autoridad del poder público; esta voluntad se expresará mediante elecciones auténticas que habrán de celebrarse periódicamente, por sufragio universal e igual y por voto secreto u otro procedimiento equivalente que garantice la libertad del voto.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

Toda persona, como miembro de la sociedad, tiene derecho a la seguridad social, y a obtener, mediante el esfuerzo nacional y la cooperación internacional, habida cuenta de la organización y los recursos de cada Estado, la satisfacción de los derechos económicos, sociales y culturales, indispensables a su dignidad y al libre desarrollo de su personalidad.