Examples of using "Meinte" in a sentence and their turkish translations:
Tom onu demek istedi.
Tom onu kastetti.
Tom dürüsttü.
Tersini demek istedim.
Tom ciddiydi.
Ciddiydim.
Evet, demek istediğim bu.
O bunu kastetti.
Tom aslında ne demek istedi?
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Tom'un ne demek istediğini biliyordum.
Bunu bir iltifat olarak düşündüm.
O bunu demek istemedi.
Ben o şekilde demek istemedim.
Tom onu demek istemedi.
- Onun onunla ne demek istediğini düşünüyorsun?
- Sence, O onunla neyi kastetti?
- Onun aklında ne olduğunu anladın mı?
- Onun aklından ne geçtiğini anladın mı?
Kastettiğim bu değil.
Tom'un demek istediği o değil.
Tom erken ayrılmamız gerektiğini düşündü.
Tom Mary'nin ne demek istediğini tam olarak biliyordu.
Tom Mary'nin ne demek istediğini bilmiyor.
Hangi doktoru kastettiğini bilmiyorum.
Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.
Üzgünüm,Tom, ben bu şekilde demek istemedim.
Tom bunu alacağını söyledi.
Tom görevini yaptığını hissetti.
Onun demek istediği açık değildi.
Tom'un söylediğini gerçekten demek isteyip istemediğini merak ediyorum.
Tom Mary'nin gerçekten ne demek istediğini anlamadı.
Tom Mary'nin ne demek istediğini tamamen bilmiyordu.
Tom, odanın çok küçük olduğunu düşündüğünü söyledi.
Tom Mary'nin ne demek istediğini tam olarak biliyordu.
Sen beni anlamadın, ben başka bir şey demek istedim.
Onun gerçekten ne demek istediği açık değildi.
Daha önce söylediğimi kastettim.
Tom'un onu kastettiğini sanmıyorum.
Tom acele etmeye gerek olmadığını hissetti.
İronik oluyordum.
Sen bunu demek istemediğimi biliyorsun.
Demek istemediğim bazı şeyler dedim.
Onun bununla ne demek istediğinden emin değilim.
Onunla ne demek istediğinden emin değilim.
Tom'un onunla ne demek istediğinden emin değilim.
Mary çiçekleri kendisinin alacağını söyledi.
Tom Mary'nin partisine gitmememiz gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Tom, bunu nasıl yapacağını öğrenmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Tom bunu yaptığına sevindiğini söyledi.
Tom Cookie'nin köpeği için iyi bir isim olacağını düşündü.
Bir mola almamız gerektiğini düşünen kişi Tom'du.
Tom'a biraz aspirin almak istedim fakat o bunun işe yarayacağını düşünmediğini söyledi.
Ne demek istediğimi açıklamak için Tom bana şans vermedi.
Her zaman Tom ve Mary'nin iyi bir çift olduğunu düşündüm.
Tom üç yüz dolar dediyse, üç yüz dolar demek istedi.
Federico Fellini, zekice hatalar yapmanın büyük sanat olduğunu düşünüyordu.
Tom, Mary'nin bisikletini nereden aldığını bilmediğini söyledi.
Kastettiğim tam olarak bu.
Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".
- Tom, John'un onun kaybettiği anahtarı nerede bulduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom dedi ki ona göre Mary, kaybettiği anahtarı John'un nerede bulduğunu biliyormuş.
Tom, ne satın alacağını gerçekten bilmediğini söyledi.
O da: "Bak, körlük konusunda anlaştık, ama bunda değil" dedi.
Onu alacağımı söyledim.
Onu alacağımı söyledim.
Tom o kamerayı aldı çünkü Mary onun onun alması gereken bir kamera olduğunu düşündü.
Tom'un ortağı, gurme patlamış mısır baharatlarını da satmaları gerektiğini düşündü.
Öğretmenim sunumumu hazırlayışımla daha fazla zaman geçirmemi söyledi.
Eğer yapabileceğini düşünmesem onu yapmanı istemem.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
Ben onu demek istemedim.
- Tom bunu şaka olsun diye yapmıştı, ama kimse gülmedi.
- Tom bunu şaka olarak söylemişti, ama hiç kimse gülmedi.
Tom Mary'ye bankada otururken paraya sahip olmanın iyi bir fikir olmadığını söyledi.
Tom'a yeni evi için ne kadar para ödediğini sormak istedim, fakat Mary bana kibar olmayacağını söyledi.
O kadar sıcaktı ki, bayılacağımı düşündüm.
"O, onunla ne demek istedi?" "Bilmiyorum."
- Onun dediğini anladın mı?
- Onun söylediklerini anladın mı?