Translation of "自分は" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "自分は" in a sentence and their turkish translations:

自分は他人である。

Ben başka biriyim.

自分は善人じゃないの?

İyi biri değil miyim?

自分は特別ではないの?

Bir şekilde özel değil miyim?

自分は運がいいと思う。

Ben kendimi şanslı saydım.

トムは自分は遅くなると思った。

Tom geç kalacağını söyledi.

自分は行きたくないってこと?

Gitmek istemediğini mi söylüyorsun?

自分は無実だと言い張っている。

O masumiyetini koruyor.

彼女は自分は無実だと断言した。

Suçlu olmadığını beyan etti

結局 自分は 何に向いているのか?

Sonuçta neyde iyi olabilirdim?

彼女は、自分は正しいと言い切った。

O, haklı olduğunu ifade etti.

彼は、人前で自分はリーダーと言い切った。

O, açık olarak kendini lider ilan etti.

しばしば自分は侵入者であると感じます

Bazen kadın mücadelesine geç katılmış

彼女は何度も自分は無実だと繰り返した。

Durmadan masum olduğunu söyledi.

当時 自分は極端な信仰観を持っていました

O zamanlar dini görüşlerim çok uç noktadaydı.

彼は、なんて自分は幸せなのだろうと、言った。

O, çok mutlu olduğunu söyledi.

自分は今 澄んだ明るい光を吸い込んでいると

hayal edip inanabilirsiniz

子供の頃 自分は アルゼンチン人だと 強く感じていました

Çoucukluğum süresince gayet Arjantinli hissediyordum

自分はなんと愚かだったのだろうかと思った。

O ne kadar ahmak olduğunu düşündü.

ただ自分はそうではないと 知っていただけです

Sadece erkek olmadığımı biliyordum.

スミスさんは、自分はニューヨークの生まれだが妻は日本だと言う。

Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonyalı olduğunu söylüyor.

メアリーは、自分はトムを変えることができると思っていた。

Mary Tom'u değişirebileceğini düşündü.

こんなことに気づくのです 「あれ ロボット版の自分は背が低いな」と

"Robotum biraz kısa sanki" gibi şeyler fark etmeye başlıyorsun.

ああいう洗練された人々の中で、自分はまったく場違いな気がした。

O sofistike insanlar arasında kendimi tamamen rahatsız hissettim.

。 30歳のネイは、昇進 を何度 も拒否したにもかかわらず 、自分は資格がないと見なして、

yüzlüyü tercih ediyordu . 30 yaşındaki Ney, terfisini bir kereden fazla

小さいころは、自分が死ねば世界は消えると思っていた。幼稚な妄想!自分はいないのに世界が続くのは許せなかった。

Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.

- 全然変だと思いません。
- 全然変だと思いませんよ。
- 全然変だと思わないですよ。
- 自分は全然変だと思わない。
- 全然変だと思わないんです。
- 全然変だと思わないんだけど。

Onun tuhaf olduğunu hiç de düşünmüyorum.

- 誰が窓ガラスを割ったのかと彼にたずねると、少年達は皆自分ではないという顔をした。
- ガラスを割ったのは誰だと彼が聞いたら、男の子はみんな自分はやっていないという顔をした。

O, camı kimin kırdığını sorduğunda, bütün çocuklar masum havasına girdiler.

More Words:
Translate "ああいう洗練された人々の中で、自分はまったく場違いな気がした。" to other language: