Translation of "önyargısı" in English

Onun yabancılara karşı bir önyargısı var.

He has a prejudice against foreigners.

Köylülerin her gelene karşı bir önyargısı vardı.

The villagers had a bias against any newcomer.

Onun soyut resme karşı güçlü bir önyargısı var.

She has a strong bias against abstract painting.

Ve geri görüş önyargısı geçmiş gerçeklik hakkındaki hafızamızı değiştirir.

and the hindsight bias changes our memory of the past reality.