Examples of using "不好意思。" in a sentence and their turkish translations:
- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.
Çok utandım.
Üzgünüm...
Korkarım ki şimdi gidiyor olmalıyım.
Affedersin, adın ne?
Biraz izin verir misiniz?
Sizi çok sık rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Ben sizi rahatsız ettiğim için gerçekten üzgünüm.
Affedersiniz. Adınız nedir?
Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
Üzgünüm, annem evde değil.
Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
Maalesef babam evde değil.
Üzgünüm, gitmek zorundayım.
Telaffuzum kötü, özür dilerim.
Seni beklettiğim için gerçekten üzgünüm.
Affedersiniz. İngilizce konuşabiliyor musunuz?
- Özür dilerim.
- Üzgünüm.
Özür dilerim, sana yardım edemem.
Affedersiniz, ama pencereyi açabilir miyim?
Pardon tekrar edebilir misiniz?
- Üzgünüm kitap stok dışıdır.
- Üzgünüm, kitap stokta değil.
Anlamadım, Lütfen tekrarlar mısınız?
Ben seni uzun bir süre beklettiğim için üzgünüm.
Affedersin!
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bana istasyona giden yolu söyleyebilir misiniz?
Affedersiniz, ben kayboldum.
Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
Affedersiniz,ama bu metro istasyonu için doğru yol mu?
Maalesef, bozuk param yok.
Affedersiniz, yukarıdaki makalede üç hatayı göstereyim.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
"Babanla iyi geçinmiyor musun?" "Üzgünüm, o beni ilgilendirmezdi."
Affedersiniz. İktisat Fakültesi Kütüphanesi nerede, biliyor musunuz?
Üzgünüm, ama şimdi gitmek zorundayım.Bir saat içinde bir randevum var.Lütfen eve vardığımda beni tekrar aramayı unutmayın.